Adalet için!
Şehir `in en gözde Park’ı gazete okuyanlar, torun gezdirenler, geyik yapanların
uğrak yeri. Bir anda kargaşa ve koşuşmalar başladı. Koşuşmaların nedenini kısa
sürede ortaya çıktı. Polis hırsız yakalamış. Bunu duyan Mehmet Efendi, sırtını
dayayarak oturduğu Ziraat Bankası yazan banktan kalktı. Okuduğu gazetesini
banka bıraktı. Az ileride gezdirmeye getirdiği torununu yanına çağırdı. İki eli
ile tutup torununu havaya kaldırarak kalktığı banka oturttu. “Ben gelene kadar burada otur” dedi. Torunu
dedesine tedirgin bir şekilde “nereye
gidiyorsun” diye sordu. Mehmet Efendi, bu soruyu duymazdan geldi. Parkın en büyük
ağacından kocaman bir dalı kırıp eline alarak koştu. Torunu, buğulu gözleri ile
olanları izledi. Dikkatlice dedesinin dal kırdığı ağaca baktı. Ağacın alt
dallarından birini kırıp kalabalığa karışmak istedi. Bu türden olaylara onlarca
kez tanıklık ettiğinden, işin inceliğini öğrendiğini ispat etmek istiyordu.
Ahmet Efendi’nin peşi sıra falçata’sı elinde ayakkabı tamircisi, kaldırım
taşlarını söken öğrenciler, kravatları elinde memurlar, Kırdığı su bardağının
cam parçası ile Çaycı, beyzbol sopasını kapan şoför “vatan, millet adına
adaleti için“ koşuyorlar.
Almancı Hasan, yabancı uyruklu eşi Şahsen ile tatilde. Koşuşmaları görüp
tedirgin oldu.
Şahsen:
kötü şeyler mi oluyor?
Almancı Hasan: Polis hırsız yakalamış.
Şahsen: Bunlar neden koşuyor?
Almancı Hasan: Hırsızı polisin elinden
almak için
Şahsen: Ne yapacaklar?
Almancı Hasan: Cezasını verecekler?
Şahsen: Nasıl?
Almancı Hasan: Linç edecekler?
Şahsen: Bunlar seçilmişler mi?
Atanmışlar mı?
Almancı Hasan: Gönüllüler?
Kamu malına zarar vermeyi, suç işleyerek, suçlu yakalama, suç aleti ile
suçlu cezalandırma hakkını nereden alıyorlar? Kanı kanla, şiddeti şiddetle
cezalandırma girişimleri olağanlaştı. Kendilerini güvenlik kuvvetlerinin yerine
koyanlar ordulaştılar. Hâkim, savıcı görevi üstleniyorlar. Zanlıyı suçlu ilan
ederek orman kanunları ile cezalandırıyorlar. Bizlerin gördüğümü yetkililer
neden görmez?
Güvenlik güçleri ne için var?
Kanunlar ne için var?
Savıcı ne için var?
Hâkim ne için var?
Mahkeme ne için var?
Kendi karanlığını ışık sananların renklere doğru koşmaları anlaşılır. Acı
olanı, gözlerinin önünde işlenen toplumsal suçu, gelişen tehlikeyi yetkililerin
görmezden gelmesi.
-Esnaf
-Memur
-Öğrenci
-İşçi
-Emekli…
Milyonlarca linç “ordumuz” var. Eğitim bölükleri çocukları, torunları mezun etmeye hazırlanıyor.
Asayiş berkemal!
Yaşasın adalet!
Güvenlik kuvvetlerine ne gerek var?
Adalet saraylarına ne gerek var?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder