Ali Gültekin

3 Aralık 2012 Pazartesi

Adalet için!


Adalet için!

Şehir `in en gözde Park’ı gazete okuyanlar, torun gezdirenler, geyik yapanların uğrak yeri. Bir anda kargaşa ve koşuşmalar başladı. Koşuşmaların nedenini kısa sürede ortaya çıktı. Polis hırsız yakalamış. Bunu duyan Mehmet Efendi, sırtını dayayarak oturduğu Ziraat Bankası yazan banktan kalktı. Okuduğu gazetesini banka bıraktı. Az ileride gezdirmeye getirdiği torununu yanına çağırdı. İki eli ile tutup torununu havaya kaldırarak kalktığı banka oturttu.  “Ben gelene kadar burada otur” dedi. Torunu dedesine tedirgin bir şekilde  “nereye gidiyorsun” diye sordu. Mehmet Efendi, bu soruyu duymazdan geldi. Parkın en büyük ağacından kocaman bir dalı kırıp eline alarak koştu. Torunu, buğulu gözleri ile olanları izledi. Dikkatlice dedesinin dal kırdığı ağaca baktı. Ağacın alt dallarından birini kırıp kalabalığa karışmak istedi. Bu türden olaylara onlarca kez tanıklık ettiğinden, işin inceliğini öğrendiğini ispat etmek istiyordu.
Ahmet Efendi’nin peşi sıra falçata’sı elinde ayakkabı tamircisi, kaldırım taşlarını söken öğrenciler, kravatları elinde memurlar, Kırdığı su bardağının cam parçası ile Çaycı, beyzbol sopasını kapan şoför “vatan, millet adına adaleti için koşuyorlar.
Almancı Hasan, yabancı uyruklu eşi Şahsen ile tatilde. Koşuşmaları görüp tedirgin oldu.
 Şahsen:  kötü şeyler mi oluyor?
Almancı Hasan: Polis hırsız yakalamış.
Şahsen: Bunlar neden koşuyor?
Almancı Hasan: Hırsızı polisin elinden almak için
Şahsen: Ne yapacaklar?
Almancı Hasan: Cezasını verecekler?
Şahsen: Nasıl?
Almancı Hasan: Linç edecekler?
Şahsen: Bunlar seçilmişler mi? Atanmışlar mı?
Almancı Hasan: Gönüllüler?
Kamu malına zarar vermeyi, suç işleyerek, suçlu yakalama, suç aleti ile suçlu cezalandırma hakkını nereden alıyorlar? Kanı kanla, şiddeti şiddetle cezalandırma girişimleri olağanlaştı. Kendilerini güvenlik kuvvetlerinin yerine koyanlar ordulaştılar. Hâkim, savıcı görevi üstleniyorlar. Zanlıyı suçlu ilan ederek orman kanunları ile cezalandırıyorlar. Bizlerin gördüğümü yetkililer neden görmez?
Güvenlik güçleri ne için var?
Kanunlar ne için var?
Savıcı ne için var?
Hâkim ne için var?
Mahkeme ne için var?
Kendi karanlığını ışık sananların renklere doğru koşmaları anlaşılır. Acı olanı, gözlerinin önünde işlenen toplumsal suçu, gelişen tehlikeyi yetkililerin görmezden gelmesi.
-Esnaf
-Memur
-Öğrenci
-İşçi
-Emekli…
Milyonlarca linç “ordumuz” var. Eğitim bölükleri  çocukları, torunları mezun etmeye hazırlanıyor.
 Asayiş berkemal!
Yaşasın adalet!
Güvenlik kuvvetlerine ne gerek var?
Adalet saraylarına ne gerek var?

Hadi hayırlısı…
GAZZE YANIYOR

NEYİN ZAFERİ?

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in 8 gün boyunca süren Gazze saldırılarının bilançosunu AA açıkladı.
Ölü sayısı:161
-138'i erkek
-23'ü kadın,
Bunların arasında çocuklar, yaşlılar ve görevini yapanlar var.

-42 çocuk
-18 yaşlı
-2 gazeteci
-1 ağlık görevlisi
-1 sivil savunma görevlisi var.
Yaralısayısı:1222
-869'u erkek
-353'ü kadın
Evler, devlet kurumları yerle bir oldu. Gazze ablukası devam ediyor.
-Biz neyin zaferini kutluyoruz?
İşbirliği devam ediyor
Arap coğrafyasının işbirlikçi, Kralları, Şahları, Prensleri, Sultanları işbirliğine devam ediyor
Devletlerinİsrail işbirliği devam ediyor.
Patronlarınİsrail şirket ortaklıkları devam ediyor.
Meclislerde,İsrail dosaları faaliyetleri devam ediyor.
İşçilerinİsrail için üretimleri devam ediyor.
Halklarİsrail mallarını tüketmeye devam ediyor.
Biz neyin zaferini kutluyoruz?
Filistin halklarının kurtuluşunu Özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren Filistin halkları ve onların dostları ile mümkündür.İsrail ile koyun yiyen kurt, Filistinliler ile meleyen kuzu olmak isteyenler, İsrail dostları, Filistin halkının düşmanlarıdırlar.
Gazze ablukası devam ediyor
Gazzeİsrail'in ablukası altında. Baskı ve zulüm devam ediyor. Filistin halkının özgürlüğü için işbirlikçilerin çözüm arama yalanları yıllardır sürüyor. ABD, İsrail'e işbirliği anlaşmaları ile göbeğinden bağlı bu ülkeler Filistin halkına özgürlük söylemlerinin yalanına yıllardır devam ediyorlar. Filistin halkının her toplumsal muhalefeti sırasında ortaya çıkan bu ülkeler halkların gelişen özgürlük mücadelesini diplomasi ile bastırıyorlar. İşgal ettiği topraklardan katlettiği insanlardan dolayı geri adım atmayan İsrail her seferinde karlıçıkıyor. Toprağa verilen gençlerin bedenleri soğumadan, arabulucuların palavraları ile Filistin halkına zafer sevinci yaşatıyorlar. Filistin halkları öncelikle sırtlarında kambur olan bu işbirlikçi devletlerden kurtulmalı. Filistin halkı ile omuz omuza halaya duracak, her dilden özgürlük şarkılarınısöyleyecek olanlar sadece emperyalizme karşı mücadele eden dünya halklarıdır.
O zafer günü gelecek.
İşbirlikçiler utançları ile Filistin dostları onurları ile yaşayacaklar.
Hadi hayırlısı...

BAŞBAKAN YARDIMCISI BOZDAĞ YANLIŞ BİLGİLENDİRİLDİ


BAŞBAKAN YARDIMCISI BOZDAĞ YANLIŞ BİLGİLENDİRİLDİ

Almanya ziyaretleri çerçevesinde çeşitli görüşmeler yapan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, yurt dışında da sahipsiz kalan 4 bin Türk çocuğunun, gençlik daireleri aracılığıyla Hıristiyan ailelere verildiğini belirterek, ''Bu çocuklar adeta Hıristiyanlaştırılıyor. Büyük bir dramla büyük bir asimilasyonla karşı karşıyayız'' dedi.

Bu söylem asıl sorunlarımızın üzerini örter.
Sayın Bakan; İyi niyetinizden şüphe duymuyoruz. Bu bilginin size yanlış aktarıldığını Alman ve AvrupalıTürklerin tartışmalarının seyri de doğruluyor. Almanya'ya ziyaretiniz sırasında Türk kökenli hukukçular ve Gençlik Dairesi yetkilileri ile toplantı yaparak bilgiyi kaynağından almanız bizim için daha hayırlı olurdu. Türk kökenli Almanlar ve Avrupalı Türkler olarak temel sorunlarımızın üzeri soyut söylemler ile örtülüyor. Birinci kuşağın 51 yıllık dev asa enkazını, ikinci, üçüncü kuşak çözemediğinden mirasın yükünü 4. Kuşak sırtında taşıyor. Yabancılar yasası, uyum kursları, aile birleşimi, çifte vatandaşlık ve yığınlarca temel sorunumuz var. İşsizlik, iş güvencesi, Hitler icadı taşeron şirketlerin uygulamaları, vardiyalı çalışma koşulları sonucu geçimsizlikler ve boşanmalar artıyor. Bu ortamın en önemli mağdurları elbette çocuklar. Çocuklar öyle söylenildiği gibi kolay kolay ailelere evlatlık verilemiyor, Hıristiyanlaştırılmıyor. Biz sondan başlayarak çözüm aradığımızda asıl ortamı hazırlayan sorunlarımızdan uzaklaşarak Alman Devlet kurumlarının 51 yıllık uygulamalarınıaklamış oluruz.
Gençlik Dairesi (Jugendamt)ne yapar?
Aile, devletin özel korumasıaltındadır. Çocukların bakımı ve yetiştirilmesi görevi öncelikli olarak anne-babaların sorumluluğundadır. Gençlik Dairesi, çocukların tehlikede olabilecekleri her tür bilgiyi araştırmakla yükümlüdür. Gençlik Dairesi; Bilirkişi Kurulu, ilçe meclisi, belediye meclisi üyeleri, gençlere yardım eden resmi onaylı destek kuruluşları ve gençlik birliklerince önerilen kişilerden oluşur. Mahalle ve şehirlerin planlanması ve tasarımında geçlerin yer almasını sağlarlar.
Çocukların korunması
Gençlik Dairesi; Aile, çocuk bakımevleri, Kreş, Okul ve yerleşim alanlarında çocukların sosyal yaşamını izler. Çocukların şefkatli ve sağlıklı bir ortamda büyümeye haklarını sağlar. Gençlere yönelik tatil kampları, kültür çalışmaları, ders yardımı ve okul dışıeğitim etkinlikleri organize eder. Çocuk ve gençlerin suç işlemeleri durumunda gençlik mahkemesi ile genç arasında arabuluculuk görevi yapar. Fail-mağdur uzlaşması için çaba gösterir. Gençlerin tekrar suç işlememesi için sosyal eğitim kursları düzenler.
Okuldan iş hayatına geçişte sosyal pedagojik çalışma ve istihdam için danışmanlık yapar. İşgüvenliği, alkol ve diğer uyuşturucu madde kullanımı,bilgisayar oyunları ve internet gibi iletişim araçlarının neden olduğu riskler ile yakından ilgilenir. Bu nedenle; Almanya'da tinerci, çırak, işçi benzer koşullarda çocukların sürmesine izin verilmez.
Aile anlaşmazlıkları
Çocuk ve aile - aile ve çocuklar arasında sorunlar olabiliyor. Gençlik Dairesi ücretsiz Anne-baba kursu, sosyal pedagojik aile yardımı yapar. Aile, yardım almayıkabul etmez veya yardım aldığı halde sorumluluklarını yerine getirmediğinde, çocuğun velayeti ve yaşayacağı yer konusundaki kararı bilirkişilerin raporları (Doktor, hukukçu, gençlik evleri) sonucu aile mahkemesi verir.
Koruyucu aile ve Kuruma teslim edilme süreci.
Koruyucu aile veya kuruma teslim edilen çocuğun ailesine dönebilmesi için Gençlik Dairesi çalışmalarıdevam eder. Tüm yolların kapandığı andan itibaren kurul kararıile evlat edinecek aile gündeme gelir. Evlat edinme hakkı ilk çocuğun ailesinin yakınlarına sunulur. İstenilen özelliklere sahip aile yakınları yurtdışında yaşıyor olmaları halinde; gelirleri, evlerinin konumu ve sicilleri araştırılarak kurul raporları ve aile mahkemesinin oluru ile çocuğu evlat edinebilirler. Bu süreçte Gençlik Dairesi, çocuk, çocuğun ailesi, koruyucu aile uyum kurslarına katılırlar. Bunun sonucunda çocuk koruyucu aile ile iletişim kurabilmişse çocuğu alabilirler. Gençlik Dairesi uzmanlarınca çocuk 18 yaşına gelene kadar izlenir. Çocuğun ailesinin iyileşme göstermesine bağlıolarak çocuğun ailesi ve bakıcı aile görüşmeleri sağlanabilir.
Çocukların aileden alınma sonrası
Sadece Türk çocuklar ailelerinden alınmıyor. Alman ve diğer uluslardan ailelerin aynı sorunu yaşadığında çocukları alınıyor. Türk çocukları sadece Hıristiyan ailelere vermiyor. Türk aileler, koruyucu aile olma ve evlat edinmek istediklerinde, Alman, Türk veya diğer ulusların çocuklarınıevlat edinebiliyorlar.
Aile birliği ve temel sorunlar
Almanlar ile ortak sorunlarımız ve yabancı olmaktan kaynaklanan sorunlarımız gün geçtikçe derinleşmekte. Bunun çözümü, ortak sorunlarımız için birlikte hareket etmekle mümkün. Çocuklarımızla huzur içerisinde yaşayacağımız ortama ancak böyle kavuşabiliriz.Aksi halde; Üniversiteye giden gençlerimizin oranı azalıyor. Meslek okuluna giden gençlerimiz okul sonrasımeslek yeri bulmakta zorlanıyorlar. Eğitimsiz, mesleksiz, işsizliğin sonucu mutsuz ve uyumsuz davranışları ile suç ortamlarına savrularak ceza evlerine giren çocuklarımızın oranıhayli fazla. Bütün bunların görmezden gelip,
Temel sorunlarımızı çözdüğümüz noktada çocuk sorunu ortadan kalkar.
Çocuklarımızı ve gençlerimize huzurlu aile ortamı yaratmak için öncelikli ailelerin sorunlarının çözülmesi gerek. Biz çocuklarımız elimizden alınıyor yaklaşımı ile çözüm aradığımızda; dövülen, işkence edilen, okuluna-çocuk yuvasına, Doktor kontrollerine düzenli götürülmeyen, baskı ve şiddet uygulanan, giyimi ve temizliğine özen gösterilmeyen, ... Yığınlarca raporları ve dava dosyalarınıönümüze koyarlar. Alman halkı ile ortak sorunlarımız ve "yabancı" olmamızdan dolayı uygulanan; Irkçı yabancılar yasasını, ırkçı saldırıları, uygulayan kurum, kuruluş ve anlayışı aklayarak suçlu duruma düşeriz
Yakınma hastalığı
Yabancı olduğum için Öğretmen kötü not veriyor, işveren zor iş veriyor, Polis kimlik soruyor hastalığından kurtulmalıyız. Kendi öz eleştirimiz konusunda gerçekçi olmalıyız. Ortak sorunlarımıza birlikte çözüm yaratarak buz dağini eritiriz. Bu ülkede çok iyi eğitim gören, başarılımeslek edinen, iş kuran, çalışan Türkiyeliler ve olanaklar var.
Türkiye'de çözülmeyen sorunlarımıza ne demeli?
Mavi kart- Emeklilik-çifte vatandaşlık-Askerlik-tatil dönemi gümrükler çilelisi-Konsolosluk hizmetlerinde yüksek harçlar- Araba çıkarma hakkı benzeri sorunlarımızın çözülmemesi aile huzursuzluklarınıtetikleyerek önemli yaralar açıyor.
Sayın Bakan;
Tatil dönemi Türkiye'de yaşanılan olumsuzluklara tepki gösteren 18 yaşını dolduran çocuklarımızı Türkiye'ye götüremiyoruz. Türkiye, gençler için meslek yapma ortamlarıhazırlanmalı. Yaz tatillerinde Belediye, Valilik veya diğer sosyal kurumlar gurbetçiler için etkinlikler düzenleyerek, toplum ile kaynaşması ve yörenin tanıtımı yapılmalı. Bu sesiz kopuş ve sessizce asimle olma nedenlerini öncelikli sizlerin ortadan kaldırması gerekiyor.
Emek göçünün 50. Yılı sonrası AK Parti hükümeti döneminde daha sık ziyaretler ile hatırlanır olduğumuzun altını çiziyorum. Ancak, Kalın çizgiler ile sorunlarımızın hala çözülmediğine vurgu yapmak istiyorum.
Hadi hayırlısı...
Ali Gültekin