Ali Gültekin

16 Nisan 2013 Salı

İTHAL HAYRANLIĞI

 
İstanbul'un göbeği lüks bir restoranın camına "Türkische pizza, Türkische Mokka" yazılmış tabelayı görünce merak ederek içeri girdim. Bundan 51 yıl önce Almanya'ya götürdüğümüz lahmacunu 51 yıl sonra "Türkische pizza" olarak Türkiye'ye geri getirmeyi basarmışız.

Düşmanı dışarıda aramaya ne hacet
Başbakan Erdoğan, Köln ve Düsseldorf konuşmalarında "Asimile olmayın" demişti. Bırakın kendimizi asimile olmadan korumayı, lahmacun olarak götürdüğümüz milli yemeğimizi asimile ederek "Türkische Pizza" olarak geri getirdik. "Türkische Mokka", diyerek kahvemizi, "Türkische Pizza" diyerek lahmacunumuzun kaybediyoruz.
Avrupa malları özentisi, Avrupa hayranlığı yaparken, Avrupalılar gibi kendi milli değerlerimize neden sahip çıkamıyoruz. Neden ürünlerimizi markalaştıramıyoruz?
Neden Türk malı değil?
-Avrupa'dan giyiniyorum
-Avrupa'dan getirtiyorum
-Avrupa ayarında üretiyoruz
-Avrupa standartlarında hizmet veriyoruz.
-Avrupa düzeyinde eğitim veriyoruz...
-Nereye sürükleniyoruz?
Bakkal: İthal yumurta
Manav: İthal muz
Seyyar satıcı: İthal pil
Ayakkabı Boyacısı: İthal ayakkabı boyası
Terzi: İthal iplik ithal kumaş güvenli dikiş
Fırıncı: İthal undan ekmek
Kahveci: İthal kaçak çay
Kadın Berber: İthal ağda
Erkek berber: İthal tıraş bıçağı ile güvenli tıraş
Eczacı: İthal öksürük ilacımız geldi
Kasap: İthal dana, kuyu eti
Güven veren kaliteli üretim yapamıyoruz mu? Kaliteli ürünlerimizi neden ithal hayranlığı ile değersizleştiriyoruz?
-Bunları yazarak uzatmak insanı eziyor. Neden müşterilerin elini uzattıklarına satıcılarımız "onlar yerli, ithaller burada" derler?
-Neden ürünlerimizi marka yapamıyoruz?
Satıcılarımız, L, yerine laç, M, yerine medyum diyerek Türkçe dillimizi neden kullanmıyorlar?
İthal hayranlığı değerlerimizi yok ediyor
-Yerli malı haftası gitti
-Baklava gitti
-Sarma gitti
-Helva gitti
-Türkçemiz gidiyor
Simidimize sahip çıkabilecek miyiz?
Milli değerlerini kaybedenler, millet olarak varlıklarını sürdürebilirler mi?
Hadi hayırlısı...
 

 

KİM HAYIRSEVER?

KİM HAYIRSEVER?
 
Tüm politikacılar, bürokratlar sosyal tesisler yapmaları için iş çevrelerini hayır işleri yapmaya çağırırlar. Bu çağırıları zaman zaman Rektörler, Profesörle, Başhekimler katılırlar. Hayır işleri elbette ülkemiz için çok önemli. En az onlar kadar para kazanan siyasilerimiz, bürokratlarımız, Holdinglerin CEO' ları, Medya holdinglerinin görsel ve yazılı basınının Genel Yayın Yönetmenleri, başyazarları, köşe yazarları, haber spikerleri bu cennet vatan için hayır işi yaparlar mı?

Siyasetçilerimiz hayırsever mi?
Kaç Cumhurbaşkanı hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Başbakan hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Bakan hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Milletvekili hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Belediye Başkanı hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?

Bürokratlarımız hayırsever mi?
Kaç Rektör hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Profesör hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Doktor hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Müsteşar hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?

Ülkemizin "Prensleri, prensesleri" hayırsever mi?
Kaç holding CEO'su hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyalarının genel yayın yönetmeni hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyasının spikerleri hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyasının başyazarları hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyasının köşe yazarı hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding Genel Müdürü hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Siz merak etmiyor musunuz?

Hadi hayırlısı...
 
Tüm politikacılar, bürokratlar sosyal tesisler yapmaları için iş çevrelerini hayır işleri yapmaya çağırırlar. Bu çağırıları zaman zaman Rektörler, Profesörle, Başhekimler katılırlar. Hayır işleri elbette ülkemiz için çok önemli. En az onlar kadar para kazanan siyasilerimiz, bürokratlarımız, Holdinglerin CEO' ları, Medya holdinglerinin görsel ve yazılı basınının Genel Yayın Yönetmenleri, başyazarları, köşe yazarları, haber spikerleri bu cennet vatan için hayır işi yaparlar mı?

Siyasetçilerimiz hayırsever mi?
Kaç Cumhurbaşkanı hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Başbakan hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Bakan hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Milletvekili hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Belediye Başkanı hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?

Bürokratlarımız hayırsever mi?
Kaç Rektör hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Profesör hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Doktor hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç Müsteşar hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?

Ülkemizin "Prensleri, prensesleri" hayırsever mi?
Kaç holding CEO'su hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyalarının genel yayın yönetmeni hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyasının spikerleri hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyasının başyazarları hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding medyasının köşe yazarı hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Kaç holding Genel Müdürü hayır için kendi parası ile sosyal tesis yaptırdı?
Siz merak etmiyor musunuz?

Hadi hayırlısı...

ÖLÜMÜMÜ DURDURABİLİRSİNİZ!

 
Bu çığlık bazen küçük bir çocuğun, bazen beş çocuklu annenin, bazen yedi çocuğuna bakan evin direği babanın, bazen Mürüvvetini görmek için gelinlik, damatlık giymiş gençlerin çığlığı olabiliyor. Duyarlı olanlar, çığlığı yüreğinde hissedenler, insan sevgisi olanlar çığlığa kulak verip, organlarımızı bağışlayarak ölümün kıyısından olanları çekip alabiliriz. Bunun için fazla sıfat yüklemeye gerek yok. nsan olmak yetiyor.

Önce insan olmak gerek
Yazılı basın manşetlerinde, görsel medya ekranlarından Profesörler, Doktorlar, inanç kurumları yetkilileri yıllardır organ bağışı çağırısı yaparlar. Bunun için birçok konferanslar, oturumlar, seminerler, tanıtım reklamları yapıldı. Organ bağışında başarılı olamıyoruz.
Organ yetmezliğinden kayıp ettiklerimiz ile acılarımız büyüyor. Oysa organlarımızı bağışlayarak ölümün kıyısından canlarımızı çekip alabiliriz.
Nerede yanlış yapıyoruz?
Sadece çağırı yapmakla organ bağışında başarılı olamayız. Çağırı yapanlar önce halkın karşısına çıkarak kendi organlarını bağışlayıp öncülük etmeli.
Organını bağışla ki organımı bağışlayayım
-Kaç Sağlık Bakanımız oldu?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Bilim insanimiz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Başhekimimiz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Profesörümüz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Doçentimiz var?
Organlarını bağışlayan var mı?
-Kaç Doktorumuz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Hemşiremiz var?
Organlarını bağışlayan var mı?
-Kaç sağlık memurumuz var?

Organını bağışlayanlar var mı?
-Kaç sağlık alnında çalışanımız var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
Bunlardan kaçı organını bağışladı?
Ahali kimi örnek alacak?
Biz kimi örnek göstereceğiz?
Hadi hayırlısı...

AKİL- BARIŞ

 
- Spil dağından kalkan Barış habercisi AK Güvercin Cudi dağına kanat çırpıyor.
-Çanakkale şehitliğinde yatan; Bitlisli Kemal Onbaşı, Trabzonlu Mustafa Çavuş, Hataylı Cemal Yüzbaşı, Manisalı Topçu Er Sami Barışın haberini coşkun deniz dalgalarından aldılar.

- Seyhan ile Munzur dağa, taşa, kurda, kuşa Barışı haber vererek akıyor.
-Ege'de "Hadi gari Barışa" diyerek yakılan Nevruz-Newruz ateşinin üzerinden "Hadi bire " diyerek atlayan Efeleri Amedli Kürtler Barış zılgıtlar ile karşıladılar.
-Kürt Memo, Türkmen Ziya, Yörük Ali, Laz İsmail Barış türküleri söyleyerek omuz omuza halaya durdular.
- Gabar dağlarında Barışa açan Berfin'i toplayan Kürt genci, Kaçkar dağlarında yaşayan Karadenizli yavuklusuna yolladı.
Akil insanlar Barış'ın neresinde?
-Akılı ile hareket ediyorlar.
-Hoşgörü ile yaklaşıyorlar.
-Bilgisini aktarıp, bilgi ediniyorlar.
-Savaşa karşı barışı savunuyorlar.
-İnsan, vatan, dünya ve doğa sevgisi ile bütünleşip birlikte yaşam istiyorlar.
Aksiler Barış'ın neresinde?
-Aksi
-Bencil
-Çıkarcı
-Kendi doğrusunda ayak diremeye devam ediyorlar.
Akılsızlar Barış'ın neresinde?
-Bana neciler
-Duygusuzlar
-Duyarsızlar
-Teslimiyetçiler
-Bilgisiz, beceriksiz, bilinçsiz ve şuursuzca yaşadıklarını sanıyorlar.
Şeytanlar Barış'ın neresinde?
-Sinsiler
-Fitneciler
-Fesatçılar
-Fırsatçılara
-Çıkarcılar
-Benciller
-Para, Mal, Mülk ten aldıkları gücü kendi iktidarları uğruna kılıktan kılığa girerek ayrışmayı, çatışmayı, bölünmeyi savaşı körükleyerek kan üzerinden varlıklarını sürdürürler.
Bu dünya hepimize yeter.
Yeter ki, insan olarak doğanlar, insan olarak varlıklarını sürdürebilsinler.
Yeter ki, korkularımızı yenerek sevgilerimizi yeşertebilelim.
Yeter ki, Önyargılarımızı yenerek, ortak değerlerimizi güçlendirerek, farklılıklarımıza karşı hoşgörülü yaklaşmayı bilelim.
Yeter ki, ÖNCE İNSAN olalım.
***
Çatışmaya
Ayrışmaya
Savaşa karşı:
Barış!
Barış!
ve Barış!!!
Birlikte yaşam,
Birlikte üretim,
Eşit sosyal, siyasal haklar için:
Barış!
Barış!
ve Barış!!!
Hadi hayırlısı...
 
Ali Gültekin