İstanbul'un
göbeği lüks bir restoranın camına "Türkische pizza, Türkische
Mokka" yazılmış tabelayı görünce merak ederek içeri girdim.
Bundan 51 yıl önce Almanya'ya götürdüğümüz lahmacunu 51 yıl
sonra "Türkische pizza" olarak Türkiye'ye geri getirmeyi
basarmışız.
Başbakan
Erdoğan, Köln ve Düsseldorf konuşmalarında "Asimile olmayın"
demişti. Bırakın kendimizi asimile olmadan korumayı, lahmacun
olarak götürdüğümüz milli yemeğimizi asimile ederek "Türkische
Pizza" olarak geri getirdik. "Türkische Mokka", diyerek
kahvemizi, "Türkische Pizza" diyerek lahmacunumuzun
kaybediyoruz.
Avrupa
malları özentisi, Avrupa hayranlığı yaparken, Avrupalılar gibi
kendi milli değerlerimize neden sahip çıkamıyoruz. Neden
ürünlerimizi markalaştıramıyoruz?
Neden
Türk malı değil?
-Avrupa'dan
giyiniyorum
-Avrupa'dan
getirtiyorum
-Avrupa
ayarında üretiyoruz
-Avrupa
standartlarında hizmet veriyoruz.
-Avrupa
düzeyinde eğitim veriyoruz...
-Nereye
sürükleniyoruz?
Bakkal:
İthal yumurta
Manav:
İthal muz
Seyyar
satıcı: İthal pil
Ayakkabı
Boyacısı: İthal ayakkabı boyası
Terzi:
İthal iplik ithal kumaş güvenli dikiş
Fırıncı:
İthal undan ekmek
Kahveci:
İthal kaçak çay
Kadın
Berber: İthal ağda
Erkek
berber: İthal tıraş bıçağı ile güvenli tıraş
Eczacı:
İthal öksürük ilacımız geldi
Kasap:
İthal dana, kuyu eti
Güven
veren kaliteli üretim yapamıyoruz mu? Kaliteli ürünlerimizi neden
ithal hayranlığı ile değersizleştiriyoruz?
-Bunları
yazarak uzatmak insanı eziyor. Neden müşterilerin elini
uzattıklarına satıcılarımız "onlar yerli, ithaller burada"
derler?
-Neden
ürünlerimizi marka yapamıyoruz?
Satıcılarımız,
L, yerine laç, M, yerine medyum diyerek Türkçe dillimizi neden
kullanmıyorlar?
İthal
hayranlığı değerlerimizi yok ediyor
-Yerli
malı haftası gitti
-Baklava
gitti
-Sarma
gitti
-Helva
gitti
-Türkçemiz
gidiyor
Simidimize
sahip çıkabilecek miyiz?
Milli
değerlerini kaybedenler, millet olarak varlıklarını
sürdürebilirler mi?
Hadi
hayırlısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder