Çam ağacın gövdesine kocaman zincirler ile sarılmış el
arabasının taktığı asma kilidi acele ile açtı. Annesinin avluda geceden odun
sobasında hazırladığı börekleri ve boyacı sandığını özenle el arabasına
yerleştirdi. İnişli, çıkışlı, daracık sokakları geçerek işçiler birer, ikişer,
kümeler halinde işçi servislerinin kalkacağı alanda birikmeye başladıkları
caddeye geldi. Umut el arabasından çıkardığı boyacı sandığı ile yaptığı tezgahın üzerine börek tepsisini yerleştirdi.
Böreklerin tadını bilen işçilerden çoğu Umut’un
sürekli müşterilerdi. Umut servise yetişmek isteyen işçilerin koşturmaları,
dün akşamki futbol maçını tartışan fanatiklerin tartışmaları, boğazında yemek
kalmış gibi hırıldayan yaşlı servis arabalarının gürültüleri, araba
egzozlarından çıkan kötü duman kokusu arasında böreklerini satmaya
başladı.
Sakinliği, güler yüzlülüğü ve lezzetli börekleri
sayesinde sürekli müşterilerinin olmasının avantajını kullanan Umut işçi
servislerinin çekildiğinde böreklerini bitirmişti. Boya sandığının üzerindeki
tepsiyi el arabasını altına koyarak kahvelerin olduğu işlek caddeye doğru el
arabasını sürerek yürümeye başladı.
Boydan boya 23 Nisan için süslenen cadde boyunca anne
ve babalarını elinden tutmuş rengarenk giysiler içindeki çocukları gördü. Az
ilerde kırmızı bir arabadan inen çocuğunu kucağına alıp alnındaki teri mendili
ile silen Baba’ya dikkatlice baktı. Kümeler halinde yürüyen çocukların renkli
giysilerini gözlemledi. Tam kendi evini, yaşamını hayale edecekti ki bando sesi
ile irkilip, el arabasının kollarını iki eli ile sıkıca kavrayarak kenara
çekildi.
Siyah arabalardan inen siyah gözlüklü, gri, siyah ton
giysili insanlar “Umut’un” 23 Nisan bayramını kutlamak için alanlara geliyorlar.
Umut el arabasında boyacı sandığı ve börek tepsisi ile işe gidiyor. Çocuk
seslerinin iyice yakınlaştığında okul bahçesine yaklaştığını anlayan Umut k
törenleri uzaktan seyretmek için adımlarını hızlandırdı. Bir süre sonra bu hızla
törenleri yetişemeyeceği korkusu içini sarınca arabayı hızlandırarak koşmaya
başladı. Okulun önüne geldiğinde bahçe duvarlarının yüksekliğini de hesaba
katarak tören alanına hâkim yüksek bir yer arayıp kısa sürede istediği yeri
buldu.
Arabasını sağlama alıp üzerine çıktığında tören
alanını rahatlıkla görebildiği için çok mutluydu.
Büyüklerin sıralanışına, masalardaki çiçeklere,
çocukların renk cümbüşü içinde sıralanışlarına dalgın dalgın baktı. El arabası,
içindeki boya sandığı ve börek tepsisinden ibaret geleceği ayaklarının altında
23 Nisan programını izleme başladı. İstiklal marşına geçildiğinde kendini
toparlayarak dik durdu. Tahminen sekizinci sınıf öğrencisi kız çocuğunu istiklal
marşına başladığı an Umut’un gözlerinden iki damla, ardından iki damla daha yaş
süzüldü. Solgun yüzünden akarak dudağının bir kenarından ağzına su damlacıkları
geldiğinde ikinci sınıftan ayrılmadan önceki katıldığı 23 Nisanları ve böbrek
yetmezliğinden hasta yatağında inleyerek acı içinde yatan annesinin okul
yıllarında 19 Mayıs törenlerinde çektirdiği fotoğrafını
anımsadı.
Umut dik duruşunu sürdürerek gözünü dalgalanan Türk
bayrağından ayırmadı. İçindeki duygularının dışarı fırlayışına engel
olamadı.
“
Bizim 23 Nisanınızı kutlayan büyüklerimizin ben karnını doyuruyor,
ayakkabılarını boyuyor, onlar için çalışıyorum. Onlar bizi görmüyor. Ben sana
dualar ediyorum. Sen bari gör bizi Allah'ım.“ Dediğinde “rahat” sesi ile Umut
saygı duruşunu bozup el arabasını üzerinden inerek ayakkabı boya sandığını
kuracağı yere hareket etti.
Umut, 19 Mayıs törenlerine de gelecek
mi?
Hadi Hayırlısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder