Sayın
Vali
Sayın
Belediye Başkanı
Sayın
Emniyet Müdürü
Sayın
İl Genel Meclisi Başkanı
Sayın
kurum ve kuruluş temsilcileri bu çığlı birlikte duyalım!
MANİSA
BÜYÜYOR!
Manisa,
Sanayisi büyüyor. Manisa büyük şehir oluyor. Çevre kirliliği içinde de olsa bir
üniversitesi var.
Manisa
Türkiye ve yurt dışından gelen öğrencilere ev sahipliği yapıyor. Amasya, Rize,
Yozgat, Urfa, Tekirdağ’dan öğrenciler Manisa’ya geldiler.
Ayşe’nin
babası Yozgat’ta inşaat işlerinden günde 40 Türk lirası kazanıyor, baraka
denilecek bir evde kirada oturuyor.
Mahmut, Urfa’da
babasız büyüdü. Annesi tarlada ırgat. Oğlunu okutmak uğruna Harran ovasında
çapa vurmadığı tarla kalmadı.
Tekirdağlı
Cemal, Manisa’da tek tek iş yerlerini dolaşarak okul haçlığını çıkarmak için
okul dışında çalışacağı iş arıyor.
Rizeli
Aylin, geçim zorluğu içinde sabah öğrenci evinde yediği iki lokma ile karnı
guruldayarak akşam ediyor.
Aileleri,
“okusun, devlete, millete hayırlı gençler olsun ” temennileri ile çocuklarını
devlete emanet ederken devlet de siz mülki amirlerine teslim etti.
TEDBİR
ALINAMAZMIY DI?
Binlerce
Muradiye kampüsü öğrencilerinin üzerine, onlarca “ölüm mangasından oluşan”
yüzlerce minibüsleri yolladık. Bu kadar Minibüs yerine daha çok yolcu taşıyan
daha az belediye otobüsleri ile yollardaki trafik kargaşası ortadan kurtulamaz
mıydık? Minibüs şoförleri ne kadar eğitimli? Minibüsler ne kadar güvenli? Ne
kadar denetleniyor? Kaç tanesinde özürlü merdiveni var? Kaç tanesi öğrenci
taşımaya uygun?
NE
DEĞİŞTİ?
Manisa
-Muradiye kampüsü yolu soğuk asfaltın üstünde bir körpe kız bedeni yatıyor.
Parçalanmış bedenlerden akan kanı aileler görmesin diye toprak olanca gücü ile
emiyor. Onlarca yaralının iniltilerini, acılarını ağaçlar, kuşlar, böcekler,
torak duyarak gözyaşı döktü. İnsanlık duydu mu? Biz duyduk mu? Manisa duydu mu?
Değişen bir şey oldu mu? Onlarca “ölüm mangasından oluşan” yüzlerce minibüsler
çocuklarımızı taşımaya devam ediyor mu? Ne deşişti?
ÖLÜMLER
GÖRDÜK!
Yan
yatmış hurda bir minibüsün yanı başında cansız yatan körpe bir kız bedeninden
kanlar sızıyor. Başından akan kan annesinin ninniler söyleyerek taradığı siyah
saçlarını kırmızıya boyamış. Günlerce iş yerinin vitrinde iç çekerek seyredip
daha sonra kuruş kuruş biriktirdiği parası ile aldığı çok sevdiği çantası
sımsıkı tuttuğu solgun elinin gevşemiş parmakları arasından içindekilerini
dağıtarak yana savruldu. “Acaba duyar mı “ diyerek attığı “Annem” son çığlığı
Spil’de yankılanıp Manisa ovasına dağıldı. Olmadı! Yürek sustu. Beden soğudu.
Kapanmayan gözleri hala annesinin yoluna bakıyor. Gelsin, düşsün bedeninin
üzerine, duş aldırarak havluya sardığı gibi sarıp, sarmalasın kolları ile
bağrına bassın ister. Son kez, anne sıcaklığını ve kokusunu duymak, bedenine
yayılacak anne kokusu ile ebediyete intikal etmek için kapanmayan gözler anne
yolu bekler.
Az
ilerde son nefesini vermemek için direnen genç bir erkek bedeninin iniltileri
ile yıldız indiriyor. Kervan durduruyor. Elleri ile gözyaşlarını gizleyerek
dizleri tutmadığından yere çökmüş bir baba. Ağıtlar yakarak kardeşini görmek
için güvenlik şeridini aşmak isteyen bir bacının feryadını dağ, taş, uçan kuş
duydu.
Biz
duymuyoruz?
Biz
görmüyoruz?
Biz
değiştirmiyoruz?
Hala
“ kader” demeye devam mı edeceğiz…?
YETER
Mİ?
Sizin
acınızı “başınız sağ olsun” sözcüğü dindirir mi? Yarım kalmış bedenlere
“geçmiş olsun” sözcüğü merhem olur mu? Bütün bunlar acıları dindirmeye yeter
mi? Ateş bizim evlerine düşmesini mi bekleyeceğiz?
NE
Mİ OLMALI?
“Ölüm
mangaları” Minibüsler Manisa-Muradiye kampüsü seferlerinden çekilemez mi?
Bunların yerine daha çok yolcu taşıyan daha az sayıda Belediye otobüsleri
konulamaz mı? Yasalar, uygulamalar, talimatlar bizleri korumak için çıkar.
Hiçbir ama hiçbir yasa çocuklarımızın hayatından daha önemli değildir.
Çocuklarımızı
“ Ölüm mangası” minibüslere üçer, beşer kurban vermeye tahammül gösteremeyiz,
göstermemeliyiz.
Biraz
bilgi
Biraz
ilgi,
Biraz
vicdan ile çocuklarımızı trafik kazalarına kurban vermekten kurtarabiliriz.
Hadi
hayırlısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder