Ergenekon davası kararları üzerine zafer çığlıkları atılıyor, nutuklar okunuyor,
tehditler savruluyor, ağıtlar yakılıyor, demokrasi aranıyor, sanıklar “ulusal
kahramanlar” ilan ediliyor…
Kedi kendi yavrusunu mu yiyor?
Ergenekon’u
yargılayan anayasa yeni mi icat edildi? Hak, hukuk, demokrasi yeni mi fark
edildi? İnsan hakları, seçim yasası, özgürlükler yeni mi keşif edildi? Ergenekon
davası öncesi bu yasalar ile kimler yargılandı? Bu uygulamalar ile bugün
“haksızlık ediliyor” diyenler aynı uygulamalar ile kimlere haksızlık
ettiler…
Hangi demokrasi?
Ergenekon sanıklarının çoğunun 1992-1993
yılı arasında görevdeydiler. 99 yargısız infazda, 14 dur ihtarında, 40 kişi
işkencede, 18 gazeteci mesleki çalışmalarından öldürüldü. Onlarca faili meçhul,
onlarca gözaltında kayıp yakınları hala yürek acısı içinde kayıplarının
kemiklerini aranıyorlar… Toplatılan gazete, kitap, dergiler, yazarlarına verilen
hapis ve para cezaları… Peki, o zaman görevde olanlar hangi demokrasiyi
uyguladılar? Bu gün hangi demokrasiyi istiyorlar?
Vakit henüz geç
değil.
Kin, nefret ve intikam duygularından vaz geçebiliriz. Din, dil, renk,
ulus ve mezhep ayrılıklarımıza hoşgörü ile yaklaşarak kardeşlik duygularımızı
güçlendirecek hak ve özgürlükleri el birliği ile inşa
edebiliriz.
Ergenekon baş koyacak omuz arıyor.
Katkı sunmadıkları
Cumhuriyete tutunuyorlar…
Bütünleşemedikleri Atatürk’ü
arıyor…
Özümseyemedikleri nutuktan medet umuyorlar…
Ayrıştırdıkları
halkın desteğini arıyor, Amerika kösteğinden kurtulmak istiyorlar… Bilmezler mi
ki, Halk olunmadan halkçı olunmaz.
Kim için demokrasi!
Ergenekon
Davası sanıklarının gözaltına alınış biçimi, evlerinin aranması, savunma
haklarının kısıtlanması, sahte delil oluşturulması benzer birçok hukuka
aykırılıklar karşı demokrasi talebimizi daha aktif savunmalıyız. Sanıkların
hepsini “suçsuz” görme, “ulusal kahramanlar” ilan etme körlüğünden de
kurtulmalıyız. Bize sormazlar mı? Bin operasyon yapanlar, kurşun atıp kurşun
yiyenler nerede?
Bugün “anti demokratik uygulamalar var” diyen Ergenekon
sanıklarının demokratik haklarını görevli oldukları dönemlerde anti demokratik
uygulamalar içinde inim inim inlettikleri halklar arıyor. Demokrasi mücadelesi
içinde en değerli evlatlarını veren ama insanlıklarından ödün vermeyenler
demokrasi ve özgürlüğün herkes için olduğunu savunuyor.
Bulandırdıkları
suda kimler balık avladı?
Özel Harp Dairesi, Seferberlik Tetkik Kurulu, MGK,
JİTEM ve yargı, medya ayağı içinde görev alanlar hangi anayasa hukukuna dayalı
uygulamaları ile “ulusal kahraman” oldular? “Ulusal kahraman” ilan edilenler
6-7 Eylül azınlıkları yıldırma ve kaçırtma, 1 Mayıs 1977,12 Eylül,
Kahramanmaraş, Sivas, Başbağlar, Çorum, Malatya, Gazi, 16 Mart Katliamı, Abdi
İpekçi Cinayeti, Özal’a, Ecevit’e Suikast, başta Uğur Mumcu olmak üzere onlarca
aydın cinayeti içinde yer aldılar mı? Susurluk Çetesi’nin faaliyetleri, 28
Şubat, Cumhuriyet gazetesi saldırısı, Danıştay Cinayeti ile bulanık suda ne
arandı? “ulusal kahramanlar” bu kanunsuzlukların
neresindeydiler?
Kızılelma koalisyonu ne istiyor?
Veli Küçük ’ten Doğu
Perinçek’e, Ermeni, Kürt, ulus ve inanç özgürlükleri için yazıp çizenlere karşı
başlatılan linç kampanyaları hangi demokrasi gereği yapıldı? Talat Paşa
Komiteleri, yürüyüşler, Beyazıt meydanı eylemleri, liberal aydınlara karşı
savcılıklara yapılan ihbarlar, Anayasa Mahkemesi aracılığıyla AK Parti’yi
kapattırma çalışmaları hangi demokrasinin inşasıydı?
“ulusal kahramanlar”
ne istiyor?
Hangi demokrasiyi savunuyorlar?
Hangi Cumhuriyeti
savunuyorlar?
Hangi Atatürk’ü savunuyorlar?
Hangi Türkiye’yi
savunuyorlar?
Hangi halkları savunuyorlar?
Herkes için
demokrasi
Demokrasi istemi ile iktidara gelen Menderes hükümeti anti
demokratik uygulamaları başlattığında yolu kesilince kendileri demokrasi
istediler. Menderesleri anti demokratik uygulamalar ile asanlar sonrasında
kendileri için demokrasi istediler. Mendereslere karşı “Üçe üç” diyerek intikam
çığlıkları ve alkışlar ile Denizlerin idam cezasını onaylayan Demirel şimdi
demokrasi istiyor. Faşist darbeci uygulamalar ile 12 Eylül’ü hazırlayıp
yönetenler bugün demokrasi istiyorlar…
Çok dikkatli olmalıyız
Türkiye
anayasası insan hakları ile örtüşmeli. Anti demokratik tüm uygulamalar ortadan
kaldırılmalı. Din, dil, ulus, renk, mezhep ayrışmasına karşı birlikte yaşamımız
güçlendirilmeli. Ergenekon ve diğer tüm davalardaki yargı kararları demokrasi ve
hukuk kuralları içinde olmalı. AK Parti iktidarı; sürekli İslam’a vurgu yapan
söylemlerden ve Ortadoğu’da İslamcı iktidar yürüyüşlerinin önderliğine soyunma
girişiminden, Türkiye halklarının emek, barış, demokrasi istemini Ergenekon
Örgütü’nün organizasyonu olarak göstermekten vazgeçerek iktidar gücünü daha çok
demokrasi ve özgürlükler için kullanmalı… Bugün elindeki gücün yarın başkasının
eline geçebileceği gerçeğinden yola çıkarak ısrarla demokrasi ve özgürlüklerden
yana olma tutumumuzu sürdürmeliyiz.
Hadi hayırlısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder