Ali Gültekin

14 Mart 2024 Perşembe

ALEVİLER SİYASİ PARTİLERİN “KOLTUK DEĞNEĞİ” DEĞİLLER!

 İnançlarından dolayı; ayrımcılık, ötekileştirme, haksız uygulamalara karşı Aleviler, 1980 sonrası inanç kurumlarında örgütlenerek eşit hak ve özgürlük mücadelesi sürdürüyorlar.

Aleviler her seçim sürecinde partiler tarafından siyasi alanlara çekilerek, inanç kurumları üzerinden sürdürdükleri örgütlü güçleri zayıflatılıyor, ayrıştırılıyorlar.

Aleviler siyasi partiler içerisinde: İşçi, memur, emekli, köylü, genç, öğrenci, kadın…, kimlikleri ile yer alıp, çalışmalara katılabilirler. Burada bir sorun yok. Bireyin seçme, seçilme, parti üyeliği, yöneticiliği ve kendini temsil hakkıdır. Birey, ekonomik siyasi hakları için siyasi partilerde yer alır, aynı zamanda Alevi inanç kurumlarına üye olabilir. Bu insani bir tutumdur.

Alevilerin inanç kurumları olarak siyasi partiler içinde yer almaları, örgütlü olduğu toplumu siyasi partilere yedekleme olur. İnanç kurumları siyaset ile iç içe geçer. Alevi inanç kurumları siyasetin bu yönünü dikkate almalı.

Alevi inanç kurumları mücadelesinin kazanımlarından nemalanmak için niyeti inanç olmayan, antrenmanlı çekirgeler seçim zamanlarında siyasi partilere sıçrıyorlar. Kendilerine Alevi önderliği, temsilcisi, kurtarıcı rolü biçerek parti yönetimlerinde yer alıyorlar. Bazıları, siyasi ideolojileri Alevi inancı ile örtüşmeyen partilere giderek inanç değerlerini satarak kendilerine yer bulmaktalar.

Camilerde siyaset yapılmasını şiddetle eleştirenler, Alevi derneklerini partilerin siyasi üstleri haline getirmek, partilere koltuk değneği yapmak istiyorlar. 

Elbette, Alevi inanç kurumlarının, devletin tüm olanaklarından faydalanan camiler ile eşleştirilemez. Alevilerin, hak-özgürlük, eşit haklar, inanç kurumlarının yasal statüye kavuşması, Laik Demokratik Cumhuriyet mücadelesi veriyor olmaları anlaşılır. Siyasi partilerin Alevilerin bu taleplerini desteklemeleri, çözümü için çalışma yürütmeleri siyasetin doğal seyridir.

İnanç değerlerini sürdürmek

Alevi inanç kurumları siyasi partilerin şubeleri haline gelmemeli. Alevi inanç kurumları üzerinde kişisel olarak siyasi partilerde yer alanlara fırsat verilmemeli.  Alevi oylarını devşirerek partilerde “Alevileri temsil ediyoruz” mesajı verenleri açığa çıkarılmalı. 

Ayrışmaya karşı mücadele eden Alevi inanç kurumları, siyaset simsarlığı yapanların, siyaseti dizayn eden siyaset mühendisliğin tuzaklarına düşmemeli.

Sisli havada kurt ulumaları 

Daha önce Alevilerin inanç kurumlarında yöneticilik yapmış olanların bazıları liberal, muhafazakâr, sağcı partilere koşarak Alevi tabanı oyları ve temsili yetisi bizde” iddiasında bulunuyorlar. Aleviler bir taraftan ayrışmaya karşı birlikte yaşam mücadelesi verirken, diğer taraftan örgütsel mücadelenin dalından düşen çürümüş dallar kurtlarını siyasi partilerde dökmek için Alevileri kendi içlerinde ayrışıyorlar.

Bu türden gelişmeler Alevilerden en çok oy alan CHP’ içinde yaşanıyor. CHP’de yönetimlerinde Alevilerin hakimiyeti olduğu tartışmaları yaşanıyor. Bu tartışmalara son seçimlerin kayıp edilmesinin sebebi olarak Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasına bağlandı. CHP’nin stratejik, politik, taktiksel başarısızlığına, seçim yenilgisine Alevi kimliği ile gölgelemek siyasi utançtır.   Türkiye halkları üzerinde: Alevi kökenli Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı olamaz algısı yaratmaktır.  Bazı çevrelerin iddia ettiği gibi: “Aleviler CHP içinde hizipleştiler, çeteleştiler, CHP’yi bölüyorlar…” bu kirli yakıştırmaların hiçbirinde Alevi inanç kurumları yer almazlar.  CHP’nin Alevi inancına Cumhuriyetin kurulduğundan bugüne milim katkısı olmadı. CHP iktidarı Diyanet kurulurken Alevileri görmezden gelerek, gale alınmadı. CHP içinde geçmişte Alevi inancı doğrultusunda iki üç kelam eden milletvekilleri tasfiye edildiler. Maraş, Çorum Alevi katliamları CHP Genel Başkanı Ecevit’in Başbakan, Sivas olayları sırasında SHP Genel Başkanı İnönü Başbakan Yardımcısıydı. Önlene bilinir katliamları daha sonra “önlemeye gücümüz yetmedi” diye açıkladılar.

Alevi inanç kurumları içinde dört kapı, kırk makam öğretisini özümseyemeyenler (Şeriat, Tarikat, Marifet ve Sırr-ı Hakikat) Şeriat, Tarikat, Marifet’i okuyunca Sırr-ı Hakikat’ı öğrenmeye gerek duymadan marifetlerini sergilemek için üçüncü kapıyı açıp siyasi partilere koştular.

Aleviler, inanç duyguları üzerinden partilerde tezgâh açan siyaset işportacılarının defolu söylemlerine, siyaset mühendislerinin kapanına düşmemeliler. İnanç kurumlarında inançlarının gereği çalışmalarını sürdürmeliler. Temsilen veya kişisel olarak siyasi partiler içinde işçi, emekçi, emekli haklarının yanı sıra Alevi inancı taleplerinin mücadelesini sürdürmeliler.

Erdoğan’ı “ben iktidardan gidersem başörtülü öğretmen, hâkim olmanız engellenecek, ordu evlerine alınmayacaksınız, yardımlar duracak…” söylemleri üzerinden siyaset yapmakla suçlayanlar: Alevi tabanına “Kılıçdaroğlu giderse CHP’de Alevi milletvekili, yönetici bırakmazlar.” Söylemi ile Kılıçdaroğlu’na göz kırparken, parti içindeki diğer fraksiyonlar ile “Alevi oyları üzerinden ittifak görüşmeleri sürdürüyorlar. CHP, bu fırsatçılara pirim vermeden, değişimi kendi siyasi dinamikleri üzerinden sürdürmeli. Din, mezhep, milliyet ve ulus duyguları üzerinden siyasi hesaplaşmalar ile değişim olmaz.

Alevi inanç kurumlarını siyasete koltuk değneği yapmak isteyen siyaset simsarları açığa çıkarılarak teşhir edilmeli. Türkiye halkları; iş, ekmek, özgürlükler üzerinden ayrışmadan birlikte ekonomik ve siyasi bağımsız Türkiye mücadelesini sürdürülmeliler.

Hadi hayırlısı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder