Bergama’dan Akbelen’e
Maraş
Malatya
Erzincan
Tunceli
Kırıkkale
İkizdere
Erzincan
Kazdağları
…Akbelen
“Baltalar elimizde,
Uzun ipler belimizde,
Biz gideriz ormana”
Çocuklar okullarda söylenen bu şarkılar ile büyüdüler. Ormana baltalar, ipler ile gidilerek, ağaç kesilir , duygusu öne çıkarıldı. Kontrolsüz, bilinçsiz, liyakatsiz ağaç kesimleri olağanlaştı.
Bilimsel olmayan eğitim sisteminin tahribatı yaşamın her alanında sürdürüyor.
- Kömüre ihtiyacımız var mı?
- Alanda bulunan kömür bu kadar ağaç kesilmesine değer mi?
- Doğallığı ile yetişen 100 yıllık ağaçları kesilip “yeni ağaç dikeceğiz” söylemi utanç değil midir?
- Ağaçları kesmeden, suyu kirletmeden, toprağı zehirlenmeden maden çıkarılıp, enerji üretilemez mi? … bütün bunların bilimsel çalışması yapılarak neden uygulamaya konmuyor?
Doğa, hayvanlar, toprak, su, hava zehirleniyor!
– Kırklareli / Kapaklı köyü
- Edirne/ Mecidiyeköy
– Çanakkale/ Kazdağları
– İzmir/Orhanlı Köyü
– Aydın /Pamukören köyü
– Bursa/Kirazlayla
– Bilecik/ Muratdere Köyü
– Ordu/ Ünye
– Tokat/ Erbaa
– Nevşehir/ Karaburç Köyü
– Muğla/ Akbelen
– Antalya/ Gündoğmuş
– Dicle/ Sarım çayı
– Erzincan/ Çayeli
– Dersim/ Akirek Köyü
Çemişgezek/ Ekirek köyü
… Türkiye coğrafyası küresel sermaye ve yerli işbirlikçilerince; HES, RES, Vahşi maden arama talanı ve tahribatı sürüyor.
Devletin güvenlik sorumluluğu
Yoksul halklardan kesilen vergiler ile oluşturulan devlet bütçelerinden maaşları ödenen memurlar Anayasa tanımı ile: Milli değerleri, halkın can ve mal güvenliğini korurlar. Ülkenin, toprağına, suyuna, ağacına, doğasına sahip çıkması, halkların yanında olması gereken güvenlik güçleri ne yapıyor?
Fransız, Amerikan, İngiliz, İtalya, Kanada şirketlerinin ve yerli işbirlikçilerinin yasa dışı HES, RES, VMA ( Vahşi maden Aram) yapan şirketlerini koruyor.
Kim kime karşı?
Anadolu’nun karayağız gençleri,
Karadeniz’in bıçkın delikanlıları, Ege’nin Efeleri, Elazığ’ın gakkoşları, Çorum’un göbelleri elleri kınalanarak vatan nöbeti için devlete görevine başladılar. Devlette vatan görevi yapan yoksul halkların çocuklarını babalarının, annelerinin, kardeşlerinin , çocuklarının karşısına kim ne amaçla dikiyor?
Her ulus, milliyet, inanç, mezhep, renkten Türkiye halkları her dilden haykırışları ile Türkiye doğasına sahip çıkıyorlar. Doğadan bilimsel faydalanmayı savunuyorlar.
Türkiye halkları madene çıkartmaya, enerji üretmeye karşı değiller.
Bu konuda uzmanlar bilimsel çalışma sunuyorlar. Doğayı kendi doğallığı ile koruyarak, ağaçlara, doğanın dokusuna, suya zarar vermeden maden çıkarmaya , enerji üretme yöntemlerini açıklıyorlar.
Sermaye bilimi, liyakati red ediyor!
Küresel sermaye ve yerli işbirlikçileri az masraf, daha çok kar için: İnsanların, hayvanların, börtü böceklerin, bitkilerin yaşam alanlarını yok ediyor. Toprağı, suyu zehirliyor, ağaçları kesiyorlar.
Oysa onların da geride bıraktığı servetleri ile torunlarının işleyeceği toprakları, içecekleri suları, gölgesinde oturacakları ağaçları olmayacak!
Ekolojik denge yok olunca,
para neye yarayacak?
Hadi hayırlısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder