Biz bu dünyanın bir
parçasıyız. Bu dünyada, bitkisi, suyu, ağacı, toprağı, taşı, hayvanları,
böcekleri, insanları... ile hepimizin.
İslam âlemi 2011'in son
aylarında Kurban Bayramını Türkiye Van depremi, Afrika açlık ve Orta Doğu'da
savaşların gölgesinde kutladı. Avrupa ''kriz'' çığlıkları ile Noel Bayramı'nı
karşıladı.
Savaşa karşı barışı
güçlendirelim.
Orta Doğu kan gölü. Sokaklar
'da insan cesetleri arasında dolaşmak normal bir yaşam şekline dönüştü.
Kapitalizmin kar hırsı ve pazar talanı ile yoksul ülkelerde din, ulus, mezhep
çatışmalarını körükleyerek yarattığı savaş ekonomisi ile ocaklara düşen
ateşlerden purosunu yakıyor.
İnadına birlikte yaşamı
savunalım.
Avrupa'da ''kriz'' bahanesi
ile karlarına kar katan şirketlere hükümetler yasalar çıkararak, sermaye
artırımlarına teşvik adı altında destek veriyorlar. AB gelişmiş ülkeleri silah
satarak, borç verip faiz alarak batırdıkları ülkeleri '' krizin'' günah keçisi ilan
ettiler. Evsiz, işsiz, yoksul, aç insan ordusu çığ gibi büyüyor. Hükümetler
bunları baskı yasaları ile ''ıslah etmeye'' çalışıyor. Bazı sağ partiler bütün
bunların sorumlusunu ''yabancılar'' ilan ederek ırkçılara hedef gösteriyor.
Devletin istihbarat örgütlerinin 8 Türk ve bir Yunan vatandaşının
katledilmesindeki bilgiler çıkan dumanla işaret verince ırkçılara ait bir
karavandan dünyaya yayıldı.. Bu gelişmeler hafife alınmamalı. Bu oyunlara karşı
birlik olmaya, saldırıları boşa çıkarmaya Alman ve diğer uluslarla birlik
olmaya daha çok ihtiyaç var.
Yaşamak için yaşat.
Bu dünya sadece bizim
babamızın malı değil. Bitkiler, hayvanlar ve tüm canlıl cansız varlıklarla
paylaşırsak dünyayı yaşatırız. Biz kendimizi dünyanın efendisi ilan edip,
sahiplenmeye kalkarsak, doğa felaketlerinin sonucuna da katlanmak zorundayız.
Doğa kendinden çaldıklarımızı bir, bir geri almaya devam eder.
Bu dünya, tüm canlı cansız
varlıklarla hepimizin.
Hadi hayırlısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder