Tunus ve Mısır’ da diktatörlere karşı gelişen halk hareketi
emperyalistlerce boğulup yedeklendi. Libya ve Suriye`de özgürlük
isteyen halk; ABD, AB, Kaddafi ve Esat yönetimine karşı direniyor.
Kaddafi ve Esat saltanatlarını sürdürmek istiyor. ABD ve AB gözden
çıkardıkları işbirlikçilerinin yerine yenilerini getirme telaşında.
Halka verir talkını, kendi yutar salkımı.
Bu ülkelerde, eski yönetimlere nazaran yeni diktatörler iyidir, yanılgısına
düşülmemeli. Emperyalistlerin, piyonları sahaya sürmeden şah mat demeleri
telaşlarındandır. Buradan bakarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın gözden çıkarıldığını
okumamalıyız. Bu coğrafyada ülke halklarının birlikte mücadele etme
koşulları mevcut. İşgalciler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ dan dan söküp
atmadan halkların özgürleşme şansı yok. Irak, Afganistan, Pakistan’ da kukla
hükümetler iş başındalar. Türkiye’ye füze kalkanları kurularak Ortadoğu’ya
karşı saldırı üssü haline getirmeye çalışıyorlar. İran’ı artçı sarsıntılarla
sallayıp, düşürerek Ortadoğu’yu gül bahçesine çevirip, saray konaklarında
yan gelip yatmaya hazırlanıyorlar.
Arap baharı İsrail’ e yaz getirdi
Thrir meydanı, Tunus sokakları, Libya ve Suriye derken rüzgâr
İsrail’in orta yerinde esiyor. İsrail halkı barbarlığa, silaha
harcanan paraları halkın insanca yaşamasından yana harcanmasını istiyor. Bu
talepler uğruna meydanlardalar. Açıkça ortaya çıkıyor ki yoksul ülkeleri
sömüren ABD, AB ve diğer emperyalist ülkeler paraları kendi ülkelerinin,
halkının refahı için harcamıyor. Kuşkusuz, AB, ABD ve Ortadoğu Kuzey
Afrika halkları arasında düşmanlık yok. Emperyalis ülkelerin ezilen halklarına
düşen görev; Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde gelişen bağımsızlık,
direnişlerini kendi ülkelerinde emperyalizme karşı mücadele ederek desteklemek
olmalı.
Haiti, Somali, Kenya, Filistin ve diğer Afrika ülkelerinde
açlıktan ölenlerden bir lokma ekmeği esirgeyen Birleşmiş (M)illetletler, NATO,
AB ülkeleri, Libya, Irak, Filistin ve Afganistan’a miliyarlarca dolarlık
bombalar yağdırıyor. Bunlar insanların şöyle veya böyle yaşam sürmesi derdinde
değil. Kendi kasalarına akacak paranın peşindeler.
Darı unundan baklava, incir
ağacından oklava olmaz.
Dünya yoksul halkları insanca yaşam uğruna ayağa kalkıyor. Yoksul ülkelerde
tutuşturulan emek ve özgürlük mücadelesinin alevleri gelişmiş ülkeleri sardı.
Dünya çapında küresel sermayeye karşı küresel işçi ve emekçi hareketi
örgütlenmesi kaçınılamaz ihtiyaç haline geldi.
Kurşun işlemez denilen kale duvarları çatırdıyor. ABD, AB ve
şımarık prensleri İsrail’de ekonomik kriz derinleşiyor. Bu
ülkelerde, İslam fobisi söylemleri ile halklar arasına düşmanlık yayılıyor.
Avrupa’da “yerli-yabancı” ayrımı ile birlikde mücadele etmelerinin önü
kesilmek isteniyor. Dipten gelen dalga saraylara vuruyor… Emperyalistler
kendi çıkmazlarına yol bulma telaşı içindeler.
Kral Marx: Emperyalizm, kendi mezar kazıcısıdır.
Hadi hayırlısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder