Naziler Türkiye'den
Almanya'ya işçi göçünün 50.yılı için 88
''Gastarbeiter'' katledip HH törenine mi
hazırlanıyorlardı? 50. yıl etkinliklerine 88'i
yetiştiremeyeceklerini anlayıp tek tek katledilen 8+1'i azımsadılar mı?
Yangınlarda toplu ''Gastarbeiter'' ölümleri gerçekleştirip 88 hedefini tutturmaya mı çalışıyorlardı?
(Nazilerin hücre evinden
88 kişilik ölüm listesi çıktığı, 88
sayısının, Almanca 'da ‘HH'nin', yani ''Heil Hitler ''sözünün kısaltmasının simgesi
olduğu söyleniyor.)
Bütün bunlar olurken
biz neredeyiz?
Türkiye'den devlet
yöneticileri hava alanına inmeden aramızda çift kale maç başlar. Hakem başla
düdüğünü öttürmeden top filelerde. Yöneticiler sahaya 1-0 yenik inerler.
Türkiye'den gelen parti yetkililerinin ziyaretleri, genellikle kendi
görüşlerindeki kurum ve kuruluşlar aracılığı ile organize edilir. Bu kurum ve
kuruluşlar kendi üyelerini davet ederler. Topu alan serbest atış yapar. Vicdanı
sızlayan, duyarlı biri çıkar. ''Yapmayın, ayrımız gayrımız olmasın, birlik
beraberlik içinde olalım'' der. Hakem ''Dışarıdan müdahale var. Oyunu
durduruyorum.'' der. Düdüğünü öttürerek başkanın izlediği özel kameraya doğru
koşar. Yandaşlar ayakta. Türbinlerde kargaşa başlar. Candaşlar sahaya iner. Üst
yönetim: Sahayı boşaltınız. Maç seyircisiz oynanacak. Maça taraftar
alınmayacak. Maçı sadece Almanlar izleyecek. Bu karar haber kanallarına son
dakika! düşer.
Hasılat: ''Destekçiler, sivil
toplum örgütü.'' ''Köstekçiler, terör örgütü''. Sonuç: Avrupa kupası futbol
maçında, Kırmızı siyah HH ''88 puanla'' yarı
finale yükseldi.
Kim Kaybediyor?
Evlerin, iş yerlerinin
yakılmasına, sigortadan para alıyorlar diyerek omuz silkenler. Dönerci
ölümlerine: ''Kürt-Türk mafyası'' çatışması diyerek, seyirci kalanlar. Irkçı
saldırıları, üç-beş kendini bilmez yaramaz çocuk işi diyerek küçümseyenler...
Ayrışmaya karşı eşit haklar ve birlikte mücadele çağırısı yapan Alman ve diğer
uluslara karşı önyargılı olanlar... Kim kaybediyor?
Neyi bekliyoruz?
Naziler 88 kişilik listesini
yeşillik olsun diye, 1 Kürt, 2 Türk, 2 Alevi, 1 Sünni, 2 Laz ile = 8 Türk'e
tamamlamıyorlar. Naziler 8 Yunan, 8 Polonyalı... ile haksızlık olmasın diyerek 88 tamamlayacaklarını mı sanıyorsunuz? Almanya'da
yaşayan tüm ''yabancılar'' ırkçıların hedef tahtasında.
Biz neredeyiz?
-Dönerciler tek tek
vuruluyor. Biz neredeyiz?
-Evler, iş yerleri yakılıyor.
Biz neredeyiz?
-Sokakta, iş yerinde, okulda,
devlet dairelerinde fiziki ve sözlü saldırılar devam ediyor. Biz neredeyiz?
-Yabancılar Yasası ile
ensemizde boza pişiriyorlar. Biz neredeyiz?
-Türk-Alman devlet yetkilileri
buluşuyor. Biz ne-re-sin-de-yiz?
Biz olabildik mi?
Samimi insanlarımızı bunun
dışında tutarak, her tezgâhta halı dokuyanlara yanlış ilmek attıklarını
hatırlatmak isterim. AK Partiden önceki yurtdışı toplantılarında daha entel
görünmek için şarap bardağına tutma özentisi ile candaş olma yarışındakiler
şimdi onlar oldu. AK Parti zamanında toplantılarda alkol meydana çıkınca, uzak
köşelerden bitki çayları ile görüntüye girerek yandaş olmak için yarışanlar
şimdilerde bunlar oldular. Biz olmayı ne zaman başaracağız?
Ne kazandık?
Bundan dolayı 50 yıldır, 50
kuruşluk bir kazanım elde edemedik. Kayıp ettiklerimiz mi? İçim sızılıyor.
Sıralamak istemiyorum.
50 yıldır: Ortak
sorunlarımıza ortak çözüm aramak için ne gerekmiyorsa onu yaptık. 50 feniklik
bir değer yaratamadık. Fenik ile umutlarımız da tevellütten mütevellit. Ne mi
kazandık?'' Gâvur parası ile 50 kuruş etmeyiz'' demeye dilim varmıyor.
Sonuç belli. Elde var sıfır.
Neden biz olamıyoruz?
İçimden, fitnelik-fesatlıktan
demek geliyor. Bundan vazgeçerek nedenlerden yazalım herkes kendince
cevaplasın.
-Mitingi kim yapıyor? Onlar
''dinci'', ben ''gericilerle'' meydanlara çıkmam.
-Yürüyüşü kim düzenliyor?
Onlar ''komünist'', ben onlarla aynı yolda yürümem.
Konferansı kim veriyor? X
işveren derneğinin ''yalaka'' yöneticileri ile aynı havayı solumam.
Panelistler kim? X parti
bakanları. Ben onların yalanlarını dinlemem... Onlarla aynı camide namaza
durulmaz... Onlarla cem edilmez... Ortak sorunlarımıza ortak çözüm
üretemiyoruz.
Ne yapmalıyız?
Bulundukları yerde ayak
direyenleri söküp atmadan iyi şeyler yapamayacağımız ortada. İnsan sevgisine
dayalı birlikte yaşam için söylenecek söz yıllar önce söylenmiş. Kızılderili
atasözü: Ya bir yol aç; ya bir yol ver; ya da yoldan çekil.
Biz olabiliriz
Yürüyüş ne için yapılıyor?
Miting neye karşı düzenleniyor? Panel 'in konusu ne? Toplantının amacı ne?
Kendimiz için önyargılardan uzak katılımcı olursak, biz oluruz. Kendimiz için
sorar, öğrenir, destekler, düzenlersek, biz olabiliriz.
Yabancılar Yasasına karşı: Gelin
canlar bir olalım.
Irkçı saldırılara karşı: Her
ne olursan ol gel. İster kâfir, ateşe tapan, putperest, tövbeni bozmuş ol, ne
olursan ol yine gel.
Hadi hayırlısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder