Bu
çığlıklar Pazar yerinden gelmiyor. Avrupa yayınları olan Türk
Televizyon kanallarının reklam anonsu. Avrupa yayınları için
ayrıca harcama yapmayan kanallar domates, biber, patlıcan
reklamlarına devam ediyor. ''Nerde para varsa, orda reklam yap'' Bir
saniye önce üretici şirketin reklamını veren televizyon bir
saniye sonra bakkal dükkânının domates, biber reklamını
veriyor. Bozuk Türkçe, anlamsız içerik, izleyicisine işkence
veren reklam metini, külhanbeyi bağırışı ile ''reklamlar''.
Dakikalarca
reklam yayınlayan bu kanallar bizi ne yerine koyuyor.? Bunlara kim
dur diyecek? Bu Kanallarda haber sunan, kanallara bağlı gazetelerde
ahkâm kesen köşe yazarları ''ga-ze-te-ci-ler'' bunları içine
nasıl sindiriyor? Sivil toplum örgütleri neden duyarsız kalıyor?
Bizlerde
tepki yok...
Her
alanda yalnız bırakılan Avrupa‘da yaşayan Türkiyelilerin ''3
kilo limon 1 Euro'' çığlıkları ile televizyon izleme keyiflerine
limon sıkılıyor.
Bu
kanallar patlıcan, kabak reklamı yapıyor. Üretici şirketler
reklam vermeme tutumu ile tepki verebilirler. O kanallar varsın sizi
haber yapmasınlar. Varsın bir kaç hafta televizyon ekranlarında
olmayınız. Bu konuda mağdur olan ailenizin yanında olunuz.
Kendinize saygınız olsun.
Reklam
geliri olmasa, birçok gazete, dergi ve özel televizyon kuruluşu
ayakta duramayacak. Reklam alınmalı. Reklamların insanlara
gereksinimleri olmayan malları da satın aldırdığını ve
durmaksızın tüketmeye özenen bir toplum yarattığı bir gerçek.
Her
iş alanında insani değerleri merkeze yerleştirilmeli. İnsanları
yönlendiren, sömüren, yanıltan meta olarak gören anlayış ters
yüz edilmeli. İnsanın kendine olan saygsından bu tutumu almalı.
Elbette
reklam yapılmalıdır. Ama Avrupa yayınları olan Türkçe
televizyon kanallarının yaptığı gibi, hastayı iyileştirmek
için gazel okunur, bilgisi ile değil. Hasta doktora götürülür
bilinci ile.
Programdan
çok ''reklam'' seyrediyoruz. Bozuk Türkçe, argo kelimeler, berduş
naraları ile süslenen söylemler.
El
insaf!..
Unutmayınız!
Bunları çocuklarımız ile birlikte seyrediyoruz. Bu işkenceye dur
diyen ne bir kurum ne de bir kuruluş var. Yine kimsesiz, yine
yalnızız.
Allah
yardımcımız olsun. Kaderimizle başbaşayız. Vatandaşlık,
Merkez bankası, Holdig yağmalarında olduğu gibi ''hakkımızda ne
hayırlı ise'' diyerek ''sineye çekmeye, devam edeceğiz''.
Hadi
hayırlısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder