İslam'a düşmanlık, Irkçılığa,
silahlanmaya yatırım.
Avrupa'da gelişen ırkçı
saldırılar her geçen yıl artıyor. Irkçı örgütler içerisinde istihbarat elmaları
çıkıyor. Avrupa'da ırkçı gelişmelere göz yumduğu yüksek sesle dile getiriliyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ABD, AB, Rusya ve Çin tarafından
silahlandırılıyor.
Avrupa'da ırkçılık
tırmanıyor:
Almanya, Norveç, İtalya,
Fransa, İspanya ve diğer Avrupa ülkelerinde ırkçı saldırılar artıyor. Avrupa`da
bu kargaşa ile „krize" can suyumu taşımak isteniyor? Irkçı partilerin
"yabancıları" seçim malzemesi olarak hedef tahtası haline getirerek
ırkçılığı mı körüklüyorlar? Küresel şirketler geçen yıllara oranla daha fazla
kar ederek sevinç çığlıkları atıyorlar. Bu ülkelerde kriz aldatmacası ile
sosyal- siyasal haklar gasp ediliyor. Bundan en çok etkilenen de ülkelerin
yoksulları.
Avrupa ne durumda?
Avrupa'nın terörle
mücadele kurumu Europol'un açıklamalarından yola çıkarsak; Avrupa`da İslam fobisinin canlı tutulduğunu
görüyoruz. Yabancılar arasında "artık buralarda yaşanmaz" düşüncesi
yaygınlaşıyor. Irkçı saldırıların amacı da yabancılar arasında bu algıyı
yaratmak değil mi? Neden! Irkçı partiler kapatılmıyor? Neden! Eğitme, sağlığa,
uyuma ayrılmayan bütçeler silahlanmaya ayrılıyor?
Avrupa'da asıl güçlenen
ırkçılık mı?
Europol açıklamalarından:
2010′daki
249 saldırıdan sadece 3′ünü
‘İslamcı' olarak nitelendirilen örgütlerin gerçekleştirdiği belirtiliyor.
Europol, 2009 ve 2010 raporlarında Avrupa'da yıl boyunca sadece bir
"İslami" terör vakası kayıtlara geçirdi. Rapora devam edelim:
249 eylemin sadece 3′ü
"İslamcı" teröristler tarafından yapıldığı belirtilirken, ayrılıkçı
gruplarca 160, sol ve anarşist gruplar ise 45 saldırı gerçekleştirdiğini açıkladılar.
"İslamcı" terör şüphesi ile ilgili tutuklananların sayısı ise 179.
Ayrılıkçı saldırıların en çok yaşandığı ülkeleri, Fransa (84) ve İspanya'da
(90) olarak belirlendi. Ayrılıkçı terör eylemlerinde 349 kişi tutuklandı.
Yoksul ülkelerde en büyük
yatırım silaha
Stockholm Uluslararası
Barış Araştırma Enstitüsü (SUBAE) küresel silah ticaretiyle ilgili 2011 yılı
raporunu yayınladı. Rapora göre,
dünyada silah ithalatına yapılan harcamalar, 2007-2011 yılları arasında, bir
önceki 5 yıllık döneme göre yüzde 24 arttı. İthalatın yüzde 44'ünü Asya
ülkeleri gerçekleştirirken, Ortadoğu ülkeleri için yüzde 17, Amerika ülkeleri
için yüzde 11 ve Afrika için yüzde 9 oldu.
ABD ve AB'nin diktatörler
etrafında ateş dansı.
İran'dan Şah'ı, Irak'tan
Saddam'ı, Mısır'dan Mübarek ve diğer ülke diktatörleri; Kaddafi, Zeynel Abidin Bin Ali özgürlük ve bağımsızlık adına
gönderilirken o diktatörleri "mumla arattıracak" yeni diktatörlere
ülkeler teslim edilmedi mi? Sudi Arabistan, Yemen, Katar, Bahreyn'de
diktatörlerin sırtını sıvazlayarak, korku salarak, silah satarak yedeklerinde
tutmuyorlar mı?
Tek kale maç
Dünyada genelinde silaha
harcamayı yüzde 10'u ile Hindistan yaptı. Hindistan'ı, dünya silah ithalat
miktarının tek başına yüzde 6'sını, Güney Kore ve yüzde 5'ini oluşturan Pakistan
takip ediyor. Bu ülkelerin halkları açlıkla savaşla inim inim inlediklerine
tanıklık ediyoruz.
Özgürleştirme aldatmacası ile
silahlandırma:
Suudi Arabistan, son yirmi yıldaki en büyük silah alımını yapıyor. S. Arabistan'ı Mısır ve Tunus takip ediyor. Suriye silah alımlarını önceki yıllara göre altı kat artırdı.
Suudi Arabistan, son yirmi yıldaki en büyük silah alımını yapıyor. S. Arabistan'ı Mısır ve Tunus takip ediyor. Suriye silah alımlarını önceki yıllara göre altı kat artırdı.
Silahlandır, savaştır, kan
dök; cukkalar cebe
Rapora göre: 2007-2011 yılları arısında en çok silah ihraç eden
ülkeler sırasıyla; ABD, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere oldu. Çin
satışlarını yüzde 95 artırdı.
ABD, AB ve caz arkadaşlarının
yüzsüzlüğü
Ortadoğu'yu
ve Kuzey Afrika'yı NATO, Birleşmiş milletler gölgesinde özgürlük adına kan
gölüne çevirenler size tanıdık gelmiyor mu? Müslüman ülkeleri silahlandırarak,
ABD ve AB ülkelerinde „İslam fobisi" yayanlar sizlere tanıdık geliyor mu?
Silah tüccarları; ABD, Rusya, Almanya,
Fransa ve İngiltere, Çin kendi silah üreten fabrikalarındaki işçilere karşı ne
kadar özgürlükçü? Ortadoğu'yu ve Kuzey Afrika'yı
özgürleştirmekten söz edenler yeni yetme diktatörlere saltanat hazırlayarak,
yeni işbirlikçilerini tahta çıkarmıyorlar mı?
Bize düşen:
Bütün bu oyunları boşa
çıkararak, tüm dünya yoksulları ile; din, dil, mezhep, ırk, renk ayrımı
yapmadan, sömürüye, ayrışmaya, savaşlara, işgallere karşı insanca yaşanılır bir
dünya için birlik olmalıyız.
Hadi hayırlısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder