Gülcan Nitsch: Biyolog, Alman
çevre örgütü BUND'un çatısı altında Berlin'de ağırlıklı olarak Türklerin yer
aldığı "Yeşil Çember" çevre örgütünün kurucusu. Gülcan Nitsch;
kışaylarının en çetin geçtiği günlerde rüzgara karşı yol alarak doğa ile
bütünleşmenin keyfi ile geldi kar kış demeden Berlin den Köln‘ e. Gülcan Nitsch kar
yağdıkça, güneş doğdukça daha doğrusu doğa kendi kuralları içinde var oldukça
mutluydu. Gülcan Nitsch, doğayı uzaktan seyretmiyor, bizzat yaşam şekline
dönüştürüyor. Kullandığı her cisim, zorunlu ihtiyacı olan tüm gereçler, seçtiği
her kelime, kurduğu her cümle, attığı her adım en önemlisi biz çalışmallarımız
içinde Gülcan Nitsch’ in gözlerinde güneşi , umudu,direnci gördük.
Elif Akın, en küçüğümüzdü. Baş örtüsü ,sade giyimi
,öğretmeninden ayırmadığı gözleriyle en dikkatlimizdi. Elif, Almanya’da doğmuş.
Elif, bir işçi çocuğu. Elif, okuyor. Elif Anadolu insanının örf ve adetlerini
söylemleri, yaşamı ile bütünleştirmiş. Akranlarının moda, yenilik, özgürlük ,
çağdaşlık olarak nitelendirdikleri giyim tarzı, eğlenme özellikleri,
duyarsızlık, bananecilik, sayğısızlığa Elif yüreğinde yer vermemiş. Türkçe ve
Almanca çok iyi konuşuyor. O küçüçük yüreğe bütün bunların yanı sıra doğa
tutkusunu da sığdırıyor.İlk ders günü Elif’i sınıfta
seminer katılımcılarının arasında tanıdım. Sohbetlere bilgili, alçakgönüllü,
saygılı katılımlarına tanık oldum. „Göçmen gençler uyumsuz” söylemini
kullananlara küçük yaşı kocaman yüreği ile kafa tutuyordu küçük Elif. En
iyisiydi hepimizin. Elif daha ilk dersin ardından bizden bir adım öne atarak
ikinci derse annesini de getirdi. Anne Gülsen Akın. Kızı ile yan yana
doğaya duyarlı insanların çoğalıp örgütlenmesini amaç edinmiş. Günümüzde
akşam yemeklerinde aynı sofraya oturamayan, her aile bireyinin kendi
odasında yanlızlığı ile kendi hayal âlemlerinde olduğu bir dönem içerisindeyiz.
Kızı ile omuz omuza aynı sırada oturma onuru kaç anneye nasip olur. Elbette
böylesi anneye babaya teşekkür edilmeli. Annenin kızı ile yan yana oturup
„göçmen” bir ailenin onca sorunlarına rağmen çevre gönüllüsü olması
uyumumumuza dudak bükenlere en tokat gibi cevap.
Gülden Toprak: Başörtülü bir anne. Bu günlerde birçok annenin
çocuklarına evler, arsalar, arabalar, cehizlerle gelecek hazırlamalarına
inat Gülden Toprak; Yeşil Çember
oluşumuna çocuklarının gelecekte yaşayacakları güzel bir dünya için katılıyor.
Gülden Toprak; zamanlarını altın günlerinda geçiren, moda evlerinde
gezen Annelerden değil.Gülden Toprak'ın
farkı bütün bunlardan ayrışarak ev işlerini yapma, çocukları, eşi
ile sorumluluklarını yerine getirmenin dışında çevre konusunda duyarlı
olması. İslami yaşam şekli ile örtüşen çalışmaları da kendini kaderciliği
mahkum etmekte. …“Andolsun ki biz, cinlerin ve
insanların çoğunu cehennem için yarattık; onların kalpleri vardır; düşünmezler
onunla; gözleri vardır, görmezler o gözlerle; kulakları vardır, duymazlar o
kulaklarla. Onlar dört ayaklı hayvanlara benzerler, hattâ daha da sapıktır
onlar. Onlardır gaflette kalanların ta kendileri."(A´raf,179 ) Bunlara
kulak vererek kaderci olmayan, çocuklarımızın geleceğine, bankada para,
memlekette arsa, ev, kapıda araba olarak bakmıyor. Gülden Toprak benzeri annelere
bugün daha çok ihtiyacı var.
Zuhal Gültekin; Pırıl pırıl bir genç kız. Türkiyede bitirdiği okulla yetinmedi.
Almanya ' ya geldi.Uni Koblenz .Landau (Master ·
Ecological Impact Assessment of freshwater Ecosystems) ve Uni Bonn 2010 mezunu
(Biology)
Zuhal Gültekin çevre düşmanlarını çok iyi tanıyor. Emegimizin üzerinden
büyüyen canavar kendini “dünya bekçisi “ ilan etti. Sömürgeci ülkeler ve
onlardan türeyen emek düşmanı kapitalistler, gerici, yobaz, bölücü,
ayrımcı söylemleri ile bizleri ayrıştırmak istiyorlar.
Zuhal; Bu saldırılara karşı duran kocaman bir yürek. Zuhal; Bu saldırıları
püskürtmenin birlikte örgütlü mücadele ile bertaraf edileceği bilincini ve
umudunu çalışma alanlarına taşıyan bir çevre gönüllüsü.
Zuhal, Türkiye’de başladığı
eğtimini Almanya’da sürdürüyor. Burada bu konumda olanların yaşam
zorluklarını biliriz. Aynı konumda bir çok genç bu koşullar
karşısında mızmız ederken, Zuhal dünyayı yok edecek canavara teslim
olayan, bilgi ve birikimi ile karşı koyan çevre gönüllüsü olarak geleceğine
sahip çıkıyor. Zuhal; becerikli ve çalışkan. Bir kaç ders sonra
Yeşil Çember NRW yi kurmak için en önde attı adımını. Okulum, derslerim,
işlerim diyerek bahaneler yaratanlardan değildi. Zuhal, güzel bir dünyayı var
etmek için insanların bir araya gelip, yeteneklerini harmanlayarak örgütlü bir
güç olmanın gerekliliğine inanmış. NRW yeşil çember bu inançla şekillendi.
Handan Anapa; anne olmamasına rağmen annelik şefkati ile, eğtimci
duyarlılığı ile, güzel yüreği ile her ders öncesi mekan bulan, ders
süresince yiyeceğimizi içeceğimizi en ince ayrıntısına kadar çok ince düşünerek
hazırlayan TEMA temsilcisi Çerkez kızı Handan Anapa vardı aramızda. Handan,
içinden çıkmazlarımızda, umutsuzluğumuzda becerisi ve inancı ile çözüm üreten
bir kişilik. Eğtim süresinde derslikler bulan, yiyecek, içecek temin eden. 3
Nisan Köln Yeşil Çember´in hazırladığı etkinlikte çok emeği olanlardan biriydi.
TEMA´da ortaya koyduğo başarılarını NRW yeşil çembere taşıyarak bizlere güç
verdi.
Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa; her etkinlikte olduğu gibi hafta içi,
hafta sonu demeden alışıla gelmiş devlet yöneticilerinden farklılğı tüm
oluşumlarda gecesini gündüzüne katarak çalışmalarda yer alması. 3 Nisan, NRW
Yeşil Çember buluşması Pazar gününe rastladı. Mustafa Kemal Basa oğluna,
kızlarına Pazar günü bisiklet sürme sözüne vermesinden sonra öğrendi 2 Nisan
etkinliğinin 3 Nisan’a ertelendiğini. O gün pazardı. Olabildiğice erken
davranarak çocuklarına verdiği sözü yerine getirdikten sonra katıldı etkinliğe.
Mustafa Kemal Basa Köln Başkonsolosu sıfatı ile NRW Yeşil Çember seminerlerini
tamamlayan Elif’e, Zuhal’e, Handan’ a Hülya’ ya, Gülşen’e, Ebru’ya , Gülden’ e
tek tek sertifikalarını verdi.
TEMA Avrupa Başkanı Hayati Önal yakın zaman önce yaşadığı rahatsızlığı henüz
atlatamamış. Kendi konumunu hiçe sayarak Yeşil Çember gönüllüleri ile saf durma
duygusu katılımcılarca alkışlandı.
Gülay Yaşin Hanım Türkiye’den geldi. Yeni çevrecilere birikimlerini
aktararak çoğalmamın büyümenin güçlenmenin sevincini paylaştı.
Arif Ünal: Politikacı.Yan gelip yatan seçilmiş politikacılardan değil. 3
Nisan günü üç etkinliğe birden koşarcasına katılıyor. Arif Ünal, Doktor, KRV
Parlamentosu Yeşiller Milletvekili, Yeşil Çember gönüllüsü, sosyal, siyasal
gelişmelerin içinde yaşına ramen genç bir tutumla sarılıyor sorumluluklarına.
Arif Ünal; birlikte yaşamın, örgütlenmenin bilincini taşıyor
topluma.
Çalgıcı Aykut gelmişti 3 Nisan NRW Yeşil Çember etkinliğine. Bana bir görev
düşer mi diye. „Hızır gibi yetişti“. Salona ilk adımını attığında görev
düşmüştü.Hani bu anlarda derler ya „seni Allah mı gönderdi !“ Bir
türlü ayarlayamadığımız ses cihazına el atması ile cihazın aktif hale gelmesi
bizi sevindirdi.
Çalğıcı Aykut kendisini şöyle tanıtıyor:
1965 yılının yazı, Karaman-Eminler köyünde dünyaya gözlerini açar.. Kuzey kafkasya göçmeni çerkes bir ailenin ikinci çocuğudur. Kulağı Armonika nın büyülü sesiyle dolar yıllarca, Ki bu enstrüman sülàlenin hemen hemen bütün bireyleri tarafından çalınır..
3-4 yaşlarında bir köy düğününde şehirden gelen çalgıcıların yanına oturmuş, elinde bir tahta parçası, sanki onlarla çalıyormus gibi yapıyormuş; görenler annesine demişler, “bak bak oğluna, ilerde ÇALGICI olacak bu çocuk” diye gülüşmüsler.. Annesi o çalgıcı olmanın yanı sıra güzel bir insan, duyarlı bir çevreci de oldu.
1965 yılının yazı, Karaman-Eminler köyünde dünyaya gözlerini açar.. Kuzey kafkasya göçmeni çerkes bir ailenin ikinci çocuğudur. Kulağı Armonika nın büyülü sesiyle dolar yıllarca, Ki bu enstrüman sülàlenin hemen hemen bütün bireyleri tarafından çalınır..
3-4 yaşlarında bir köy düğününde şehirden gelen çalgıcıların yanına oturmuş, elinde bir tahta parçası, sanki onlarla çalıyormus gibi yapıyormuş; görenler annesine demişler, “bak bak oğluna, ilerde ÇALGICI olacak bu çocuk” diye gülüşmüsler.. Annesi o çalgıcı olmanın yanı sıra güzel bir insan, duyarlı bir çevreci de oldu.
Hülya Öztürk; Alçak gönüllüğü ile bilgisini paylaşan, bilmediğini öğrenmeye
çalışan bir öğrenci. Yaşam, eğitim alarak, meslek sahibi olmaktan ibaret
değil diyenlerden. Çevre bilincini yaşam şekli ile bütünleştirmiş. Bu duyarlılığın
yaşla ilgisi olmadığını her yaşta insanların sorumlulukları olduğunu
çalışmaları ile otaya koyan bir örnek. Yanında getirdiği cam şişede
suyu ile, kullandığı mendili ile, giysisi ile, günlük yaşamımda ulaşım aracı
seçeneği ile, evinde kullandığı suyu elektiriği ile bilinçli bir çevre
gönüllüsü. Hülya Öztürk foter şapkası ile 3 Nisan etkinliğinde dikkatleri
üzerine çeken duyarlı bir çevreci, yürekli bir genç.
Çevre gönüllüleri içinde en tembel katılımcı olmam, ders kırmalarım dan
dolayı Ebru ile çok az derste karşılaştım. Kısa tanımama ramen, dikkatli bir
dinleyici, özverili bir çevreci olarak tanımlasam sanırım bana kızmaz.
Yeşil Çember Halkaları Berlin‘ den Hamburğ‘ dan NRW’den tek tek halkalar
ekleyerek Almanya’yı saracak.
Hiroşima‘ yı okuyoruz. Çernobil‘i yanı başımızda gördük. Dün Macaristan‘ da
zehir saçan Kırmızı Çamur‘a tanık olduk. Bugün Japonya felaketini
yaşıyoruz. Almanya nükleer santraller tarafından üretilen atom atığını
Dannenberg’deki “son depolama istasyonu” yanı başımızda çlüm saçıyor. Türkiye‘
de Senoz vadisinden Yuvarlakçay'a , Loç vadisinden Fındıklı'ya, Görele'den
Alakır'a kadar Munzurdan Karadeniz‘e, Ege ve Akdeniz'de derelerinin
kurutulmasına, vadilerin yok edilmesine, HES inşaatları için ağaçların kesilip
ormanların tahrip ediliyor.
Bunların yanı sıra, ABD ve Müttefikleri, Orta doğu ve Kuzey Afrika
ülkelerinde yıllardır halklara zulm eden kendi mekteplerinden mezun
diktatörlerini militaris güçleri ile halkların üzerina bomba yağdırarak
sözde demokrasi adına daha çok biat edecek olan diktatörlere saltanat
hazırlıyorlar. Ayrıca nükleer silahları, Hiroşima, Nagazaki, Çernobil ve
Japonya örneklerini düşünerek, hiç akıldan çıkarmamak zorundayız.
İnsanca yaşanılır bir dünya için, Irak ve Afğanistan işgalinde bombalarla
parçalanan cesetler, füzelerle vurulup viraneye çevrilen kutsal değerler,
ırzına geçilen kadınlar, annesiz babasız bırakılan çocuklar, evsiz, yurtsuz, aç
haliyle ülkesinden sürülenlerin yanında durmalıyız. Azgın sömürüsünün yanısıra
dünyanın her yerinde hem halkın sağlığını, hem doğayı, hem de yeryüzünün
geleceğini tehlikeye atmaya devam eden Kapitalizim karşı özgürce yaşanılacak,
kardeşçe paylaşılacak bir dünya için omuz omuza mücadele etmeliyiz.
Siz de bir çevre gönüllüsü olmak istiyorsanız: www.yesilcember.de
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder