Ali Gültekin

26 Ekim 2012 Cuma

YEŞİL ÇEMBER’E EKLENEN HALKALAR.



Gülcan Nitsch: Biyolog, Alman çevre örgütü BUND'un çatısı altında Berlin'de ağırlıklı olarak Türklerin yer aldığı "Yeşil Çember" çevre örgütünün kurucusu. Gülcan Nitsch;  kışaylarının en çetin geçtiği günlerde rüzgara karşı yol alarak doğa ile bütünleşmenin keyfi ile geldi kar kış demeden Berlin den Köln‘ e. Gülcan Nitsch kar yağdıkça, güneş doğdukça daha doğrusu doğa kendi kuralları içinde var oldukça mutluydu. Gülcan Nitsch, doğayı uzaktan seyretmiyor, bizzat yaşam şekline dönüştürüyor. Kullandığı her cisim, zorunlu ihtiyacı olan tüm gereçler, seçtiği her kelime, kurduğu her cümle, attığı her adım en önemlisi biz çalışmallarımız içinde  Gülcan Nitsch’ in gözlerinde güneşi , umudu,direnci gördük.
Elif  Akın, en küçüğümüzdü.  Baş örtüsü ,sade giyimi ,öğretmeninden ayırmadığı gözleriyle en dikkatlimizdi. Elif, Almanya’da doğmuş. Elif, bir işçi çocuğu. Elif, okuyor. Elif Anadolu insanının örf ve adetlerini söylemleri, yaşamı ile bütünleştirmiş. Akranlarının moda, yenilik, özgürlük , çağdaşlık olarak nitelendirdikleri giyim tarzı, eğlenme özellikleri, duyarsızlık, bananecilik, sayğısızlığa Elif yüreğinde yer vermemiş. Türkçe ve Almanca  çok iyi konuşuyor. O küçüçük yüreğe bütün bunların yanı sıra doğa tutkusunu da  sığdırıyor.İlk ders  günü   Elif’i sınıfta seminer katılımcılarının arasında tanıdım. Sohbetlere bilgili, alçakgönüllü, saygılı katılımlarına tanık oldum. „Göçmen gençler uyumsuz” söylemini kullananlara küçük yaşı kocaman yüreği ile kafa tutuyordu küçük Elif. En iyisiydi hepimizin. Elif daha ilk dersin ardından bizden bir adım öne atarak ikinci derse annesini de getirdi. Anne  Gülsen Akın. Kızı ile yan yana doğaya duyarlı  insanların çoğalıp örgütlenmesini amaç edinmiş. Günümüzde akşam yemeklerinde aynı sofraya oturamayan, her aile bireyinin  kendi odasında yanlızlığı ile kendi hayal âlemlerinde olduğu bir dönem içerisindeyiz. Kızı ile omuz omuza aynı sırada oturma onuru kaç anneye nasip olur. Elbette böylesi anneye babaya teşekkür edilmeli. Annenin kızı ile yan yana oturup „göçmen” bir ailenin onca sorunlarına rağmen çevre gönüllüsü olması  uyumumumuza dudak bükenlere en tokat gibi cevap.
Gülden Toprak:  Başörtülü bir anne. Bu günlerde birçok annenin çocuklarına evler, arsalar, arabalar, cehizlerle gelecek hazırlamalarına inat  Gülden Toprak; Yeşil Çember oluşumuna çocuklarının gelecekte yaşayacakları güzel bir dünya için katılıyor.
 Gülden Toprak; zamanlarını altın günlerinda geçiren, moda evlerinde gezen Annelerden değil.Gülden Toprak'ın farkı  bütün bunlardan ayrışarak ev işlerini yapma, çocukları, eşi ile  sorumluluklarını yerine getirmenin dışında çevre konusunda duyarlı olması.  İslami yaşam şekli ile örtüşen çalışmaları da kendini kaderciliği mahkum etmekte. “Andolsun ki biz, cinlerin ve insanların çoğunu cehennem için yarattık; onların kalpleri vardır; düşünmezler onunla; gözleri vardır, görmezler o gözlerle; kulakları vardır, duymazlar o kulaklarla. Onlar dört ayaklı hayvanlara benzerler, hattâ daha da sapıktır onlar. Onlardır gaflette kalanların ta kendileri."(A´raf,179 )  Bunlara kulak vererek kaderci olmayan, çocuklarımızın geleceğine, bankada para, memlekette arsa, ev, kapıda araba olarak bakmıyor. Gülden Toprak benzeri annelere bugün daha çok ihtiyacı var.
Zuhal Gültekin; Pırıl pırıl bir genç kız. Türkiyede bitirdiği okulla yetinmedi. Almanya ' ya geldi.Uni Koblenz .Landau (Master · Ecological Impact Assessment of freshwater Ecosystems) ve Uni Bonn 2010 mezunu (Biology)
Zuhal Gültekin çevre düşmanlarını çok iyi tanıyor. Emegimizin üzerinden büyüyen canavar kendini “dünya bekçisi “ ilan etti. Sömürgeci ülkeler ve  onlardan türeyen emek düşmanı kapitalistler, gerici, yobaz, bölücü, ayrımcı   söylemleri ile  bizleri ayrıştırmak istiyorlar.
Zuhal; Bu saldırılara karşı duran kocaman bir yürek. Zuhal; Bu saldırıları püskürtmenin birlikte örgütlü mücadele ile bertaraf edileceği bilincini ve umudunu çalışma alanlarına taşıyan bir çevre gönüllüsü. 
Zuhal, Türkiye’de başladığı eğtimini Almanya’da sürdürüyor. Burada bu konumda olanların yaşam zorluklarını   biliriz.  Aynı konumda bir çok genç bu koşullar karşısında mızmız ederken,  Zuhal dünyayı yok edecek canavara  teslim olayan, bilgi ve birikimi ile karşı koyan çevre gönüllüsü olarak geleceğine sahip  çıkıyor. Zuhal;  becerikli ve çalışkan. Bir kaç ders sonra Yeşil Çember NRW yi kurmak için en önde attı adımını. Okulum, derslerim, işlerim diyerek bahaneler yaratanlardan değildi. Zuhal, güzel bir dünyayı var etmek için insanların bir araya gelip, yeteneklerini harmanlayarak örgütlü bir güç olmanın gerekliliğine inanmış. NRW yeşil çember bu inançla şekillendi.
Handan Anapa; anne olmamasına rağmen annelik şefkati ile, eğtimci duyarlılığı ile, güzel yüreği  ile her ders öncesi mekan bulan, ders süresince yiyeceğimizi içeceğimizi en ince ayrıntısına kadar çok ince düşünerek hazırlayan TEMA temsilcisi Çerkez kızı Handan Anapa vardı aramızda. Handan, içinden çıkmazlarımızda, umutsuzluğumuzda becerisi ve inancı ile çözüm üreten bir kişilik. Eğtim süresinde derslikler bulan, yiyecek, içecek temin eden. 3 Nisan Köln Yeşil Çember´in hazırladığı etkinlikte çok emeği olanlardan biriydi. TEMA´da ortaya koyduğo başarılarını NRW yeşil çembere taşıyarak bizlere güç verdi.        
Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa; her etkinlikte olduğu gibi hafta içi, hafta sonu demeden alışıla gelmiş devlet yöneticilerinden farklılğı tüm oluşumlarda gecesini gündüzüne katarak çalışmalarda yer alması. 3 Nisan, NRW Yeşil  Çember buluşması Pazar gününe rastladı. Mustafa Kemal Basa oğluna, kızlarına Pazar günü bisiklet sürme sözüne vermesinden sonra öğrendi 2 Nisan etkinliğinin 3 Nisan’a ertelendiğini. O gün pazardı. Olabildiğice erken davranarak çocuklarına verdiği sözü yerine getirdikten sonra katıldı etkinliğe. Mustafa Kemal Basa Köln Başkonsolosu sıfatı ile NRW Yeşil Çember seminerlerini tamamlayan Elif’e, Zuhal’e, Handan’ a Hülya’ ya, Gülşen’e, Ebru’ya , Gülden’ e tek tek sertifikalarını verdi.
TEMA Avrupa Başkanı Hayati Önal yakın zaman önce yaşadığı rahatsızlığı henüz atlatamamış. Kendi konumunu hiçe sayarak Yeşil Çember gönüllüleri ile saf durma duygusu katılımcılarca alkışlandı.
Gülay  Yaşin Hanım Türkiye’den geldi. Yeni çevrecilere birikimlerini aktararak çoğalmamın büyümenin güçlenmenin sevincini paylaştı.
Arif Ünal: Politikacı.Yan gelip yatan seçilmiş politikacılardan değil. 3 Nisan günü üç etkinliğe birden koşarcasına katılıyor. Arif Ünal, Doktor, KRV Parlamentosu Yeşiller Milletvekili, Yeşil Çember gönüllüsü, sosyal, siyasal gelişmelerin içinde yaşına ramen genç bir tutumla sarılıyor sorumluluklarına.  Arif Ünal; birlikte yaşamın,  örgütlenmenin bilincini taşıyor topluma.
Çalgıcı Aykut gelmişti 3 Nisan NRW Yeşil Çember etkinliğine. Bana bir görev düşer mi diye. „Hızır gibi yetişti“.  Salona ilk adımını attığında görev düşmüştü.Hani bu anlarda derler ya  „seni Allah mı gönderdi !“  Bir türlü ayarlayamadığımız ses cihazına el atması ile cihazın aktif hale gelmesi bizi sevindirdi.
Çalğıcı Aykut kendisini şöyle tanıtıyor:
1965 yılının yazı, Karaman-Eminler köyünde dünyaya gözlerini açar..  Kuzey kafkasya göçmeni çerkes bir ailenin ikinci çocuğudur. Kulağı Armonika nın büyülü sesiyle dolar yıllarca, Ki bu enstrüman sülàlenin hemen hemen bütün bireyleri tarafından çalınır..
3-4 yaşlarında bir köy düğününde  şehirden gelen çalgıcıların yanına oturmuş, elinde bir tahta parçası, sanki onlarla çalıyormus gibi yapıyormuş;  görenler annesine demişler, “bak bak oğluna, ilerde ÇALGICI  olacak bu çocuk” diye gülüşmüsler..
Annesi o çalgıcı olmanın yanı sıra güzel bir insan, duyarlı bir çevreci de oldu.
Hülya Öztürk; Alçak gönüllüğü ile bilgisini paylaşan, bilmediğini öğrenmeye çalışan bir öğrenci. Yaşam,  eğitim alarak, meslek sahibi olmaktan ibaret değil diyenlerden. Çevre bilincini yaşam şekli ile bütünleştirmiş. Bu duyarlılığın yaşla ilgisi olmadığını her yaşta insanların sorumlulukları olduğunu çalışmaları ile otaya koyan  bir örnek.  Yanında getirdiği cam şişede suyu ile, kullandığı mendili ile, giysisi ile, günlük yaşamımda ulaşım aracı seçeneği ile, evinde kullandığı suyu elektiriği ile bilinçli bir çevre gönüllüsü. Hülya Öztürk  foter şapkası ile 3 Nisan etkinliğinde dikkatleri üzerine çeken duyarlı bir çevreci, yürekli  bir genç.
Çevre gönüllüleri içinde en tembel katılımcı olmam, ders kırmalarım dan dolayı Ebru ile çok az derste karşılaştım. Kısa tanımama ramen, dikkatli bir dinleyici, özverili bir çevreci olarak tanımlasam sanırım bana kızmaz.
Yeşil Çember Halkaları Berlin‘ den Hamburğ‘ dan NRW’den tek tek halkalar ekleyerek  Almanya’yı  saracak.
Hiroşima‘ yı okuyoruz. Çernobil‘i yanı başımızda gördük. Dün Macaristan‘ da zehir  saçan Kırmızı Çamur‘a tanık olduk. Bugün Japonya  felaketini yaşıyoruz. Almanya nükleer santraller tarafından üretilen atom atığını Dannenberg’deki “son depolama istasyonu” yanı başımızda çlüm saçıyor. Türkiye‘ de Senoz vadisinden Yuvarlakçay'a , Loç vadisinden Fındıklı'ya, Görele'den Alakır'a kadar Munzurdan Karadeniz‘e, Ege ve Akdeniz'de derelerinin kurutulmasına, vadilerin yok edilmesine, HES inşaatları için ağaçların kesilip ormanların tahrip ediliyor.
Bunların yanı sıra, ABD ve Müttefikleri, Orta doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yıllardır halklara zulm eden kendi mekteplerinden mezun diktatörlerini militaris güçleri ile  halkların üzerina bomba yağdırarak sözde demokrasi adına daha çok biat edecek olan diktatörlere saltanat hazırlıyorlar.  Ayrıca nükleer silahları, Hiroşima, Nagazaki, Çernobil ve Japonya  örneklerini düşünerek, hiç akıldan çıkarmamak zorundayız.  İnsanca  yaşanılır bir dünya için, Irak ve Afğanistan işgalinde bombalarla parçalanan cesetler, füzelerle vurulup viraneye çevrilen  kutsal değerler, ırzına geçilen kadınlar, annesiz babasız bırakılan çocuklar, evsiz, yurtsuz, aç haliyle ülkesinden sürülenlerin yanında durmalıyız. Azgın sömürüsünün yanısıra dünyanın her yerinde hem halkın sağlığını, hem doğayı, hem de yeryüzünün geleceğini tehlikeye atmaya devam eden Kapitalizim karşı özgürce yaşanılacak, kardeşçe paylaşılacak bir dünya için  omuz omuza mücadele etmeliyiz.

Siz de bir çevre gönüllüsü olmak istiyorsanız: www.yesilcember.de


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder