Ortadoğu tarihinde çok önemli
halk ayaklanmalarını yaşıyor. Ortadoğu halkları ekmek ve özgürlük mücadelesi
için birleştikçe dünün 'kudretli' diktatörlerinin paçaları tutuştu. Elbette
Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri her ülke için ayrı değerlendirilmesi
gerekir. Ortadoğu halklarının "ekmek ve özgürlük" talepleriyle
diktatörlüklere karşı ayaklanmasının bütün bölge ülkelerini etkileyen yeni bir
mücadele dönemini başlatacağını gösteriyor. Şundan çok eminiz ki artık bu ülkelerde
hiçbir şey eskisi gibi olamayacak.
Diktatörler sadece uzun süre
iktidar olanlardan mevcut değildir.
Yoksulluk ve gelir
adaletsizliği ile özgürlük taleplerinin bir birinden ayrı düşünülemeyeceği bir
sürece giriyoruz. Bu süreçten olumsuz etkilenmeler ne kadar kaçınılmazsa,
olumlu yansımalar da bir o kadar doğaldır. Yoksulluk ve yokluk aynı kaderi
paylaşanlar aynı meydanlarda omuz omuza bir araya getirdi. Bu
ülkelere yakın olan Türkiye sembolik değişiklikler ile yoksulların
sorunlarını çözemez. Bugün Ortadoğu ülkelerinde yaşanılan süreci Türkiye
tamamladı vurgusu yapılıyor. Elbette bire bir benzerlilikleri yor. Yoksulluk,
yolsuzluk ve demokrasinin olmadığı her yerde yoksulların sosyal siyasal hakları
için mücadelesi kaçınılmaz. İşçi, memur ve emekçilerin sosyal siyasal haklarına
kulak vermeli. Kürt sorununu çözme yolunda sahici adımlar atılmalı.
Marx'a sırt dönerek
halk ayaklanmalarına burun büken yeni yetme „teorisyenler"
utançları ile yaşayacaklar. AB ülkeleri başbakanları artık
orta doğuda istemeyerek sinsi yüzleri ile "halk iradesi"
diyerek diz çökmekteler.
Gelişmeleri kendi
yörüngelerinde tutmak için ABD ve AB yoğun çaba harcamakta.
Ortadoğu'daki kullanılan
silahların çoğunun Avrupa'dan gönderildiği herkesçe biliyor. Almanya, en çok
silah satan ülkelerin başında geliyor. AB bugün "diktatör" olarak
ilan ettiği yöneticilerden isyan öncesine kadar yüksek sesle "yakın
dost" olarak söz ediliyordu. Ortadoğu halklarının ayaklanması ardından AB
ülkeleri telaşa düştü. „Dost ve kardeşlerini" kaybeden AB yakın dostlarını
anında satarak yeni yönetimlere yeni silah satacak ortam sağlamak için kur
yapmaya başladılar.
Ortadoğu'da ticari açıdan
Almanya için önemli bir bölge. Buralarda ticari faaliyetlerinin ters yüz olması
Almanya‘ yı sarstı. Alman dış politikasının da dengesini bozdu. Ortadoğu
halklarının ayaklanmaları bu dünyanın böyle gelmediğini, böyle gitmeyeceğini
bir kez daha gösterdi.
En başta dönemi iyi
kavramalıyız. Mısır, Tunus, Libya halklarının tutuşturduğu ateşi Ortadoğu
halkları kendi ülkelerinin diktatörlerine karşı direnişi meydanlarında
harlıyor. 21. yüzyıl isyan, ayaklanma, genel grev ve büyük kitle hareketleri
ile yüzleşiyor.
ABD`de rakiplerine,
Ortadoğu'da üstünlüğünü kabul ettirmek için kartını masaya sürdü. Bu nedenle AB
ve ABD karşılıklı ataklar ile gol arıyorlar. Yeni işbirlikçileri belirlemek
için çaba harcayan globalizime çaresizliği yaşattı. Ortadoğu halkları
başka bir dünyanın mümkün olduğunun yolunu açtılar.
Şuna kesin olarak
inanılmalıdır: Yoksullar ayaklanmanın yolunu açtı, ayaklanma da işçi
sınıfının iktidar yolunu açacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder