Ali Gültekin

26 Ekim 2012 Cuma

Irkçı(mı)yız?



Henüz çocuğuz. „Büyüklerimiz’in” kocaman sözlerine tanıklık ediyoruz: Benim memurum işini bilir. Asmayalım da besleyelim mi. Bir defa anayasayı delmekle bir şey olmaz
13 ajansı Tv.(canlı)…
Reha Muhtar’dan, kanlı haberler… Seda Sayan’dan şanlı şovlar… Huysuz’dan „dans dersi.”Üstsüz manken(!)’in malikânesinde… Reklamlar… İstanbul’ da Rezidanslar… Diziler: Kurşun Bilal…
Bunlar, RÜTÜK denetimli televizyon proramları. Çocuklarımızla bunları izliyoruz. Türkiye “gelişiyor”
 El-insaf. El-vijdan, Bunlar “atasözlerimiz”
-Kürt ne bilir bayramı lık lık içer ayranı. Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış. Rum karısı yatakda, Ermeni karısı mutfakta. Gâvur dölü. Ermeni tohumu. Ne Şam'ın şekeri ne Arap'ın yüzü… Uzar da uzar…
Irkçılık heryerde aynı iple dokunur.
İtalyanca "puzza come un Turco" ("Türk gibi pis kokmak") Yunanca'da "Εγινε Τούρκος από το θυμό του" (Öfkesi onu Türk haline getirdi)  söylenir de söylenir.
Beş punlık final sorusu:
„Bizim” ırçı mı,  yaban ırçı mı daha güzel söylemiş?
Ona ne şüpe. “Aslanlar gibi, bizim ki”.
-Skorları sahaha kanla yazdık, okumadın mı?
-Elbette okuduk ağam
-Şikenin ikinci dalgası, beşinci sayfa.
-Buradan ölünüz çıkar. Bu maç bizim… En büyük,  kırmızı… Siyah…
Irkçılık doğa düşmanıdır…
„Baltalar elimizde uzun ipler belimizde biz gideriz ormana”... İlkokul döneminde baltaları elimize verdiler. Şimdi orman sevgisi istiyorlar. „Ağaç yaş iken eğilir.“ Ne kadar hevesliyiz; eğmeye, biçmeye, şekil vermeye. Bırakın ağaçlar, çocuklar, gençler  özgür büyüsün.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür. Ve bir orman gibi kardeşçesine. Bu hasret bizim! Hasretliğimiz, özlemimiz büyürken;densizin biri yüksek sesle:  Geç kardeşim  bu komünist şair…demez mi? Der hiç şaşırmam.
Irçılık  yayılıyor.
Thilo Sarrazin’lerin „Yerli-yabancı“ marşı ile bindikleri  kayık,  Utöya adasına sürüklendi. Norveç'in Utöya adasındaki katliam  bu sonuçlardan birtanesi. 
Farklılıklarımıza hoşgörü ile  yaklaşalım
Din, dil, renkt, milliyet, mezhep, kültür olarak farklarımız var ama önce insanız. Bu temel vurğu önemli. Öncelikle, insan olduğumuzun bilinci özümsenmeden kardeşce yaşamdan bahsedilemez…
Uçak yolculuğum sırasında İzmir’li  Hamza  Amca’nın  anlatımlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hamza amca: Babam evimizin önünde üzüm asmasını kesime başladığında ilk üzümleri benden  karşı komşumuz Abah amcalara gönderirdi.  Yan komşumuz Angeliki teyzenin  Ayva reçeline bayılırdım. Üst komşumuz Amre Teyze künefe yaptığında kendi yemeden  bize gönderirdi. İki ev solumuzda oturan Zehra ebe, her Cuma (perşembeyi Cumaya bağlayan gece) akşamı pişirdiği yemekden bir tabak bizim eve yollardı. 
Ben Abah amca’nın Ermeni, Angeliki teyze’nin Rum, Amre teyze’nin Arap, Zehra ebe’nin Alevi olduğunu yıllar sonra öğrendim.
İnsan olmak  çokmu zor?
 Bunun cevabı açık ve net şekilde Hamza amca’nın anlatımında. Abah amca, Zehra ebe, Angelki ve Amre  teyze  olursak, insan oluruz.

Hadi hayırlısı….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder